Entelektüel bir yerin ve bir zamanın çocuğudur. Bir yerin ve zamanın çocuğu olduğunun farkında olmayanlar entelektüel olmayı mümkün kılan özgüvene sahip olamazlar. Entelektüel dediğin şeyin kendisi bile (toplumsal bir insan profili olarak) ortaya çıkıp sonra kaybolan bir tarihsel görünümdür. Mesela bugün entelektüel yerini influencer’a bırakmıştır.
Guatemala polisi ve Interpol, İsrail’de "Yahudi Talibanı" olarak nitelendirilen ultra-Ortodoks Lev Tahor cemaatinin liderlerinden Yoel Alter’i, insan kaçakçılığı ve çocuk istismarı suçlamalarıyla tutukladığını açıkladı. İsrail Devleti’ni gayri meşru ilan eden, sık sık İsrail karşıtı ve Filistin yanlısı gösterilerde görünen grup, 1991’de Hamas’la ilişkili oldukları iddia edilince İsrail’den ABD, Guetamala ve Avrupa ülkelerine yerleşt. Bir ara Hamaney’e bağlılıklarını ilan edip İran’a sığınan grup İsrail’de “terör örgütlerinden bile tehlikeli” bulunuyor. Teknolojiden uzakta Yahudi şeriatının katı bir yorumunu benimseyen grubun kadınları çarşaf giyiyor.
1993 Mart’ında ateşkes ilan edildi. Her gün bir karakolun basıldığı, bir yerlerde canlı bombaların kendini patlattığı ve yüzlerce insanın tutuklandığı yıllarda bile 2006’dan başlayarak Ankara Görüşmeleri, Oslo Görüşmeleri, Habur, İmralı Görüşmeleri, sonra Çözüm Süreci oldu. Hiçbir ölüm, hiçbir hukuksuzluk, hiçbir katliam (Roboski gibi), hiçbir vahşi saldırı (karakol baskınları), hiçbir tutuklama (siyasilerin plastik kelepçeli olayı), barış isteyenleri barış arayışından alıkoyamadı. Bugün neden koysun?
Türkiye’de kurye sayısının 1 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'deki esnaf kuryeler, mevcut hukuki statülerinden kaynaklanan birçok sorunla karşı karşıya. Çözümün ertelenmesi, ileride bir dizi başka sorunu da beraberinde getirebilir.
Ne zaman bir felâket olsa karşımızda tablolar var. Dünyadan, Türkiye’den tablolar… Bizde “puzzle” demek daha uygun sanki. Her felâkette, sorunda ortaya saçtıkları “puzzle”ın başında senaryolardan senaryo, faillerden fail beğeniyoruz. Bu darmadağın “puzzle”da parçaların tabloyu karşına koyunca yerine oturduğu ya aklımıza gelmiyor, ya da işimize, çoğu kez.