Yazarlar

Reklam Festivali biterken: Apolitik siyasetin DEM kaygısı

Hem iktidar partilerine hem muhalefet partilerine “Benim kendi siyasetim var” demek, suçlanma aracına dönüşüyor. Üstelik bu taktikler o kadar anlık değişiyor ki Mayıs seçimlerinde de muhalif birlikteliğe destek olmak kabahat sayılıyordu. Billboardlardan, şarkılardan, pankartlardan öteye geçip politik taleplerin tartışıldığı, partilerin hangi esaslı sebeplerle birbirlerinden ayrı oldukları ortaya konulamadığından, siyasi partilerin otoriter iktidarın bahçesinde birbiriyle “aldım-verdim” oyunları oynaması bekleniyor. Oysa tehlike burada başlıyor: Koskoca Türkiye siyaseti, sadece Erdoğan’a mı bırakılmalı?

Sana mübah olan Kürd’e değil mi?

Aday çıkarmayarak 2019 yerel seçimleri ve 2023 genel seçimlerinde ana-muhalefetin cumhuriyetçi geleneği ile beraber hareket eden DEM seçmenini bugün “ihanet” içinde görmek, koca bir bencilliği de gözler önüne seriyor. Bütün bunlara rağmen muhalif kitlelere mübah olan siyaset yapma ve bu doğrultuda stratejiler geliştirme çabaları, Kürtlere neden mübah olmasın? Bir parti’nin kendi adaylarıyla seçimlere girmesi ve parti içindeki elitin bir kısmının reel durumdan ötürü çözüm için Erdoğan’ı işaret etmesi tam da siyasetin ta kendisidir.

İki seçim arasında yapay zekâ çağ atladı ama iktidar çevrelerinin ‘sahtegerçek’ üretimi zayıf kaldı; son gün atağından korkmalı mıyız?

14-28 Mayıs 2023 seçimlerinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti ve bu arada başta yapay zekâdaki sıçramalı ilerlemeler olmak üzere digital teknolojideki gelişmeler sahtegerçek üretimi sektörünün eline çok sayıda ilave imkân verdi. Ne var ki, Türkiye yeni bir seçime giderken iktidar kanadından bu imkândan faydalanma yönünde bir eğilim göremiyoruz. Dileyelim böyle bir şeye tevessül edilmesin, fakat varsa bir hazırlık, bunun seçimden önceki son bir-iki günde sahaya sürüleceğini tahmin etmek zor değil. İktidar mensuplarının kendileri hakkında böyle kuşkuların dile getirilmesine alınma, kızma hakları yok. Bunu son seçimde amatörce yaptılar, şimdi de profesyonelce yeni bir atak geliştirmelerinin ihtimal dahilinde olduğunu düşünme hakkımız var.

Kahramanmaraş depremlerinin simgesi İMO binasını yıkmayı düşünmeyin!

6 Şubat depremlerinde Kahramanmaraş’ta bir bina, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Kahramanmaraş Temsilciliği binası, çevresindeki büyük yıkımın içinde ayakta kalarak değil, tek bir çatlak oluşmadan depremi atlatarak simgeleşmişti. Şimdi o simge bina yıkım tehlikesiyle karşı karşıya.
- Advertisement -

Erken bir seçim analizi…

Sandıktan 14 Mayıs’a benzer sonuçlar çıkarsa, lafı uzatmaya gerek olmaz, şimdiden iktidarın özgüveninin ileri derece de artacağını, mevcut düzenin derinleşmesine yol açacağını söyleyebiliriz. Tersi olur, 14 Mayıs’ın aksi bir dalga ortaya çıkar, bir kırılma yaşanırsa, siyaset yeni tartışmalar, beklentiler ve hareketlilikler üretebilir.

En Son Çıkanlar