Onur Erkan
Dolkun İsa: “Çin’le ilişkilerde soykırım kararını göz önünde bulundurma sorumluluğu doğmuştur”
Uygur diasporasının tanınmış isimleri Dolkun İsa ve Rushan Abbas, Londra’da kurulan sivil Uygur Mahkemesi’nin (Uyghur Tribunal) Çin hakkında verdiği “soykırım ve insanlığa karşı suç” hükmünü Serbestiyet’e değerlendirdi. Kararın yeni uluslararası girişimlere kaynaklık edebileceğini söyleyen İsa: “BM nezdinde soruşturma komisyonu kurulması için dost ve kardeş devletler harekete geçmeli.”
ÖZEL HABER | Gözaltına alınan sahte “Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı”: Cumhurbaşkanınıza sahip çıkmaya çağırıyorum
Gölbaşı Belediyesi’nin Ankara’nın başkent oluşunun 98’inci yıldönümü programında “Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı” sıfatıyla yaptığı konuşmadan sonra gündem olan sahte cumhurbaşkanı Abdulvali Osman gözaltına alındı. Ankara’da Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan Osman: “15 Temmuz’da Türkiye Halkı’nın Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktığı gibi tüm dünyadaki Doğu Türkistanlıların, Cumhurbaşkanları olan bana sahip çıkmalarını talep ediyorum.”
Filistinli güvenlik uzmanı: Türkiye’de tutuklanan Filistinliler MOSSAD’a çalıştıklarından habersizdi
Suudi destekli Al Arabiya TV’de yayımlanan programda, MİT’in Türkiye’de faaliyet yürüten ve Filistinlilerden oluşan MOSSAD şebekesini çökerttiği iddiası işlendi. Güvenlik uzmanı Dilkeran; tutuklananların para karşılığı tehlikeli görünmeyen bilgiler verdikleri kişilerin MOSSAD ajanı olduğunu bilmediklerini söyledi. Casusluk suçlamasıyla tutuklanan Salhab, emniyet ifadesinde bilgi verdiği kişileri Filistinlilere yardım etmek isteyen AB görevlileri olarak tanıdığını anlatmıştı.
Yeni TBB Başkanı’nın Ankara Barosu karnesi
Erinç Sağkan, Ankara Barosu başkanlığı yaptığı dönemde kamuoyunda sıkça gündeme gelmişti. Ankara Barosu bu dönemde en çok, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın eşcinsellerle ilgili hutbesine gösterdiği sert tepkiyle ve Ankara İl Emniyeti’ndeki, ‘FETÖ’cülükle suçlanan çok sayıda Dışişleri bürokratına işkence iddialarının üzerine kararlılıkla gitmesiyle öne çıktı.
“Kavala dosyasında ihlal prosedürüne ‘evet’ demeyen ülkeler AİHM’de en çok dosyası olan ülkeler”
NTV’nin deneyimli Strazburg temsilcisi Kayhan Karaca: “Kimi Batı Avrupa ülkeleri, Kavala dosyası hakkında ‘evet’ oyu kullanmayan ülkeleri ‘liberal olmayan demokrasiler’ diye tanımlıyor. Kavala dosyasına evet demeyen ülkeler de (Türkiye, Azerbaycan, Macaristan, Romanya, Polonya, Rusya, Ukrayna, Romanya, Moldova, Arnavutluk Gürcistan, Sırbistan) işte bu liberal olmayan demokrasiler sınıfında gösteriliyor”, “Kavala dosyası bugün ne aşamadaysa muhtemelen 6 ay sonra Demirtaş dosyası da aynı aşamada olacak.”
Şura kapanırken Bakanın önüne bir kâğıt geldi ve…
7 yıl sonra yapılan Milli Eğitim Şurası’nda 600’ün üzerinde uzman ve kurum temsilcisi üç gün boyunca ihtisas komisyonlarında görüşerek çoğu oy birliğiyle 124 tavsiye kararı aldı. Ama ihtisas komisyonlarında tartışılmayan “okul öncesi din eğitimi” önergesi şura kapanırken Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in önüne gelen bir kağıtla şuranın gündemine girdi. Özer, önüne gelen önergeyi okudu ve önerge 46 ret oyuna rağmen kabul edildi. “Bir demokrasi dekoru eşliğinde” bu kararın tartışılmadan oylanmasına Şura katılımcılardan tepki var.
Yeni belgeler: Şi, 2014’te Kuşak-Yol projesinin güvenliği için Uygur Bölgesi’nin tam kontrolünün gereğinden söz etmiş
Çin’e yöneltilen Uygur soykırımı suçlamalarının incelendiği özel Uygur Mahkemesi’nin ek oturumuna sunulan sızdırılmış yeni belgelere göre; Şi Cinping, 2014 tarihli konuşmalarında “yeniden eğitim yoluyla reform” diye tanımladığı bugünkü toplama kamplarına giden süreçten ve Kuşak-Yol’un güvenliği için Uygur Bölgesi’nin tam kontrol altına alınması gereğinden söz ediyor. Mahkeme, akademisyen Adrian Zenz tarafından sunulan 300 sayfalık dosyalardan kesitler paylaştı.
ÖZEL HABER | İktidar, BAE’nin 15 Temmuz’un arkasında olduğu iddiasını BAE’ye hiç söylemedi
Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) karşı iç kamuoyunda sergilediği tepkilerle diplomatik adımları aynı şiddette olmadı. Son beş yılda BAE Ankara Büyükelçiliği maslahatgüzarı Dışişleri’ne sadece bir kez çağrıldı. Bu süre içinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı bakanların iç kamuoyu önünde dillendirdiği BAE’nin 15 Temmuz’un arkasında olduğu suçlaması BAE’ye diplomatik yoldan herhangi bir şekilde iletilmedi. Kendisine yönelik bütün sözlü suçlamalara rağmen BAE bu nedenle hiçbir karşı açıklamada bulunmadı.
RÖPORTAJ | “Şi’nin sosyalizmi meşruiyetini milliyetçilik ve muhafazakârlıktan alıyor”
Kadir Temiz: “Şi öncesinde Uygurlar, Hong Kong gibi insan hakları krizleri bu kadar derin değildi. Çünkü bürokratlar bu kadar sert, bu kadar muhafazakâr, bu kadar milliyetçi değildi. Daha uzlaşmacı ılımlı bir siyasi anlayış vardı. Bu anlayış Şi ile milliyetçi ve muhafazakâr bir hale büründü. Bunun iç siyasetteki karşılığı da Şi’yi kült ilan etmeye kadar vardı. 2016 yılında Şi ‘liderliğin özü’ anlamına gelecek bir kavramla taltif edildi. Mao’dan sonra ilk kez olan bir şey."
ÖZEL HABER | Taliban değil Yemenli öğrenciler, protesto değil kültürel şenlik, kılıç değil imitasyon cenbiye
İstanbul Medipol Üniversitesi’nin 29 ülkeden gelen yabancı öğrencilerinin kendi ülkelerini tanıttığı Uluslararası Öğrenci Festivali yapıldı. Festivale katılan Yemenli öğrencilerin, yerel kıyafetleri ve yerel kıyafetin bir parçası olan cenbiye denilen hançerlerin imitasyonlarıyla verdikleri görüntüler sosyal medyaya düşünce “Bunlar kim, bunun amacı ne, bunlara kim izin veriyor, Taliban üniversitede” tepkilerine neden oldu. Medipol Üniversitesi hocası Bekir Berat Özipek: “Folklorik bir etkinlik olduğunu izah etmek durumunda kalmak bile dramatik.”
RÖPORTAJ | İbrahim Turhan: “Merkez Bankası’nın politika faizinin İslam’da yasaklanan faizle birebir aynı olduğunu düşünmek ne derece doğrudur?”
Faizi sert bir ifadeyle yasaklayan Bakara Suresi 279. ayet şöyle der: “Eğer (bu yanlıştan) döner ve vazgeçerseniz anaparanız sizindir. Böylece ne haksızlık edersiniz ne haksızlığa uğrarsınız.” Türkiye’de yüzde 20 enflasyon varken faizi bunun altına düşürdüğünüz zaman aslında alacaklıya zarar vermiş oluyorsunuz. Yani tam da ayetteki haksızlığa uğramama ilkesini ihlal etmiş oluyorsunuz.
Sosyal medyada Mado tepkileri: Go Home Çinli
Dondurma imalatçısı Mado’nun sahibi Mehmet Sait Kanbur’un Çin radyosuna söylediği “Ben bugün Çin’de doyuyorsam ben de Çinliyim” sözleri Serbestiyet’te yayımlandıktan sonra sosyal medyada gündem oldu. Sosyal medya mesajlarında “Mado, adını Mao yap”, “Mado Zedung”, “Go Home Çinli” gibi esprili paylaşımlar öne çıktı. Tepki gösteren isimler arasında Demet Akalın’dan Selçuk Özdağ’a farklı kesimlerden çok sayıda isim dikkat çekti.
ÖZEL HABER | Uygurların etkinliğine salonunu vermeyen Mado’nun sahibi Çin radyosuna konuştu: “Ben Çinliyim”
Türkiye’deki Uygur derneklerinin geçtiğimiz ay Mado’nun Çukurambar şubesinde yapacakları basın açıklamasını “Çin’deki yatırımlarımız zarar görür” gerekçesiyle iptal eden Mado’nun sahibi Mehmet Sait Kanbur Çin radyosuna konuştu. “İnsanın iki vatanı olur. Biri doğduğu bir de doyduğu yer. Ben bugün Çin’de doyuyorsam ben de Çinliyim.”
ANALİZ | Kimlerle helalleşilmez: Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısına sosyal medyada konulan kriterler
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin geçmişte kırdığı, korkuttuğu topluluklar ve bireylerle helalleşme yolculuğuna çıkacağını bir videoyla açıklaması; sosyal medyadaki muhaliflerin kimilerince desteklendi kimilerince sert tepkiyle karşılandı. Karşı çıkanlar arasında Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’yle uzlaşma yolu aradığını iddia edenler, “gericilikle, bölücülükle” helalleşmek istediğini öne sürenler, muhafazakârların da özeleştiri vermesi gerektiğini söyleyenler vardı.
DAF’tan ayrılanlar: “Devrimci demokrat kurumların desteğini neredeyse hiç göremedik”
Devrimci Anarşist Federasyonu’ndan (DAF) ayrılan gençlerle ortak basın açıklaması düzenleyen İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin önümüzdeki günlerde DAF lideri Serkan Bayrak ve eşi Çiğdem Bayrak hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek halen DAF’ta olan kişilere de ayrılma çağrısı yaptı. DAF’tan ayrılanlar açıklamalarında DAF’ın kendisini feshettiği veya Serkan Bayrak’ı ihraç ettiği açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söylediler.
Toplama kampları sızıntıları kitaplaştırıldı: Gök Kitap
Geçtiğimiz yıl gündeme gelen, Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’nde kurduğu toplama kampları hakkında ayrıntılı bilgiler içeren Karakaş Belgeleri sızıntıları, ulaşılmış yeni bilgi ve detaylarla Türkçe olarak kitaplaştırıldı. Kitabın duyurusu için yapılan toplantıda konuşan Burhan Kavuncu, “Yayımlanan toplama kampı listelerinde dünya çapında aydınların, akademisyenlerin adları var. Yaşanan soykırımı anlatmak için elimizdeki en güncel ve kapsamlı çalışma oldu” dedi.
RÖPORTAJ | “Bakanlık Adalar’da kamuya ait her türlü mülkün tek yöneticisi oldu”
Adalar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mimar Ali Erkurt Adalar’da imar yetkisinin Cumhurbaşkanlığı kararıyla belediyelerden alınıp Özel Çevre Koruma Kurumu’na devredilmesini yorumladı: “Türkiye’de 30 yıl boyunca ÖÇKB ilan edilmiş 16 bölgede büyük kentsel sitler yok. Oralarda küçük köyler, kasabalar var veya Foça örneğinde olduğu gibi yalnızca bir parçası ÖÇKB ilan edilmiş yerler var. Koca bir ilçeyi tümüyle ÖÇKB ilan etmek ilk defa oluyor.”
‘Muz yeme’ videosu çeken Suriyeli gazeteci Abdülmecit Şeyma serbest bırakıldı
'Provokatif amaçlı muz yeme' videosu çektiği gerekçesiyle Gaziantep Geri Gönderme Merkezi’ne yollanan Suriyeli gazeteci Abdülmecit Şeyma serbest bırakıldı.
RÖPORTAJ | “Buradan ayrılanlar arasında, siyasi bir faaliyet içinde olmak isteyen bir insan bile tanımıyorum”
Devrimci Anarşist Federasyonu’ndan (DAF) ayrılan bir grup adına Serbestiyet’e konuşan genç, tanıklık ettiği lider despotizmini anlatmaya devam ediyor: “Çiğdem’in gebelik döneminde Serkan, ‘Çiğdem Ablanıza yardım edin’ dedi. Biz onlara en yakın dört kadın yoldaş gidip ev işlerine yardım etmeye başladık. Sonra çocukları oldu ama Serkan’a bu işleyiş çok mantıklı geldi. ‘Bu kızlar hiç sorgulamadan evde işlere yardım ediyorlar’ diye düşündü ve ‘kız kardeşler’ diye dört kişilik minik bir hizmetçilik örgütü yarattı.”
ANALİZ | Lütfü Türkkan’ın küfür hadisesi: Olay şeffaf, haberler opak
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Bingöl ziyareti sırasında, grup başkanvekili Lütfü Türkkan’ın Akşener’e tepki gösteren bir kişiye küfrettiği, görüntünün video kaydında hiçbir tevile müsaade etmeyecek kadar açıktı. Fakat ‘muhalif basın’ın kahir ekseriyeti bu ‘iddia’yı belirsizleştirmek için elinden geleni esirgemedi.
RÖPORTAJ | “Anarşist örgütümüzde liderden dayak yiyen hiyerarşide yükseliyordu”
Devrimci Anarşist Federasyonu’ndan (DAF) ayrılan bir grup adına Serbestiyet’e konuşan genç, tanıklık ettiği lider despotizmini anlattı: “Erkeklere fiziki şiddet yoktu. Serkan Bayrak benim sırtımda masa kırdı. Bir arkadaşımızın sırtında laptop kırdı. Bir keresinde gözüme belki 10-12 kere vurdu. Ayağa kalktığımda gözüm mosmor olmuştu. Polis tacizine karşı direnme tatbikatı adı altında kadın yoldaşlara elle cinsel tacizi meşrulaştırıyordu. ‘Polis tacizine nasıl direneceksin bakalım, hadi diren’ deyip tacizci polis rolü oynuyordu.”
Erdoğan’a “diktatör” soruldu, o helikopter anlattı
Star.com.tr yazarı Fadime Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Roma ziyaretinde görüştüğü Draghi’nin kendisine “diktatör” dediğini hatırlatarak, “Bu hasarlı durumu telafi edebilmek için nasıl bir yaklaşımı oldu?” diye sordu. Erdoğan, yanıtında Draghi’den ve onunla yaptığı görüşmeden hiç bahsetmedi. Onun yerine İtalya’yla birlikte ürettikleri Atak helikopterlerinin ihracatı için yeteri kadar Rolls-Royce motoru temin edememekten yakındı.
RÖPORTAJ | “’5 bin plakayı satarsanız, onaylarız’ teklifleri geldi”
“İnsanların işe gitmek için taksi bulamaması özel araç kullanımını arttırıyor. Bu da İstanbul’da yaşanan trafik ve park yeri sıkıntılarını arttırıyor. Sisteme eklediğiniz taksi plakasından çok daha fazla özel aracı trafikten çıkarırsınız. Bulgularımıza göre bir taksi plakası 7 özel aracı trafikten çıkartabilir. 5 bin taksiyle 35 bin civarı özel aracı İstanbul trafiğinden çıkarabileceğimizi düşünüyoruz.”
RÖPORTAJ | “Türkiye, Avrupa Konseyi’nden çıkarsa UEFA’da bile tutmazlar”
NTV’nin deneyimli Strazburg Temsilcisi Kayhan Karaca: “Esas bizi Avrupa ailesinin bir parçası yapan Avrupa Konseyi'dir. Avrupa Konseyi üyesi olmasak AB ile üyelik müzakerelerine başlamamız mümkün olamazdı. Avrupa Konseyi üyeliği ve AİHM sistemi içinde yer almamız bizim siyasi planda Avrupalılığımızın tescillenmesidir. Buradan çıktığınız zaman Avrupa kıtasından, ailesinden çıkarsınız. O zaman bizi UEFA’da bile tutmazlar. Bizim Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe'nin Asya’da turnuvalar bulmaları gerekir. O zaman gerçekten de "Avrupa Konseyi’nde değiller, UEFA’da da olmasınlar" derler.”
ANALİZ | Hükümete yakın medyada 10 büyükelçi olayı: Bir coşku ve tedirginlik potpurisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 büyükelçiyi ‘istenmeyen adam’ ilan etme çıkışı hükümet medyasında farklı duygular ve pozisyonlar yarattı. Hükümete en yakın gazeteler Sabah, Yeni Şafak ve Akşam büyükelçileri sınır dışı etme konusunda heyecansız ve tedirgin bir görünüm çizdi. Aydınlık, Türkgün ve Akit’te heyecan doruktaydı. Mehmet Barlas ve Abdülkadir Selvi gibi hükümete yakın yazarlar ise “iyi olmaz, sakin kalalım” havasındaydı.
MOSSAD’ın casusu olduğu iddiasıyla tutuklanan kayıp Filistinli: “Filistinlilere yardım etmek isteyen AB görevlisi olduklarını söylediler”
M.A.S.’ın yayımlanan ifadelerine göre, MOSSAD ajanı denilen şahısların Filistin ve Filistinlilere yardım etmek isteyen AB görevlileri olarak tanımış. Şahısların istihbarat görevlisi olduklarından şüphelenmesi üzerine, “AB kurumları için araştırma yapan istihbarat benzeri bir organizasyonuz” karşılığnı almış. M.A.S.’ın MOSSAD’a raporladığı iddia edilen konular arasında, “Covid-19 nedeniyle İstanbul Havalimanı’na gelen ve çıkış yapamayan Filistinlilerin mağduriyetinin giderilmesi için nerelere başvurup yardım aldıkları” da yer alıyor.
RÖPORTAJ | Kerim Rota: MB “faiz düşüşüne devam edeceğim ama korkutmamak için sınırlı olacağını söylüyorum” diyor
Merkez Bankası’nın faiz kararının ardından yaptığı açıklamada yer alan faiz indirimi için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı vurgusunu Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota’yla konuştuk: “Sınırlı bir alan kaldı açıklaması 50 baz puanlık, 100 baz puanlık düşüşler yapılacağına işaret ediyor.”
SORUŞTURMA | Yüksek kur bilinçli bir politika, bir ‘tercih’ olabilir mi?
Kurların dizginsiz yükselişi karşısında iktidarın sergilediği ‘telaşsızlık’ hali, yüksek kurun iktidarın istemediği ve maruz kaldığı bir sonuç değil de bir “politika” ve “tercih” olabileceğini akla getiriyor. Yüksek kurun hükümetin bilinçli bir tercihi olup olmadığını İYİ Parti milletvekili ve Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ile ekonomistler Barış Soydan ve Murat Kubilay’a sorduk.
Mado, şubesindeki Uygur toplantısını iptal etti: Çin’deki yatırımlarımız zarar görür
Mado, Türkiye’deki Uygurların Ankara Çukurambar şubesinde yapacağını duyurduğu basın açıklamasını, Çin’deki yatırımlarının zarar göreceği endişesiyle iptal etti. Etkinliğin düzenleyicilerinden Doç. Dr. Emet Serbestiyet’e konuştu: “Mado patronu Mehmet Kambur, Dubai’den telefon açıp ‘bizim şubemizde Uygurların etkinliği yapılmasın’ demiş.”
46 gün önce Konya’da kaybolan Filistinli Muhammed Salhab İstanbul’da gözaltında bulundu
Türkiye’de 1 ay içinde kaybolan 9 Filistinli’den biri olan Salhab’ın İstanbul’da gözaltında bulunduğu öğrenildi. Geçtiğimiz hafta bulunan iki Filistinli de gözaltında ortaya çıkmıştı. Kudüs Başkonsolosu Ahmet Demirer, Filistin makamlarına Türkiye’de kaybolan Filistinlilerin Türkiye emniyeti tarafından gözaltına alınmadığını söylemişti.