Onur Erkan

Toplama kampları sızıntıları kitaplaştırıldı: Gök Kitap

Geçtiğimiz yıl gündeme gelen, Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’nde kurduğu toplama kampları hakkında ayrıntılı bilgiler içeren Karakaş Belgeleri sızıntıları, ulaşılmış yeni bilgi ve detaylarla Türkçe olarak kitaplaştırıldı. Kitabın duyurusu için yapılan toplantıda konuşan Burhan Kavuncu, “Yayımlanan toplama kampı listelerinde dünya çapında aydınların, akademisyenlerin adları var. Yaşanan soykırımı anlatmak için elimizdeki en güncel ve kapsamlı çalışma oldu” dedi.

RÖPORTAJ | “Bakanlık Adalar’da kamuya ait her türlü mülkün tek yöneticisi oldu”

Adalar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mimar Ali Erkurt Adalar’da imar yetkisinin Cumhurbaşkanlığı kararıyla belediyelerden alınıp Özel Çevre Koruma Kurumu’na devredilmesini yorumladı: “Türkiye’de 30 yıl boyunca ÖÇKB ilan edilmiş 16 bölgede büyük kentsel sitler yok. Oralarda küçük köyler, kasabalar var veya Foça örneğinde olduğu gibi yalnızca bir parçası ÖÇKB ilan edilmiş yerler var. Koca bir ilçeyi tümüyle ÖÇKB ilan etmek ilk defa oluyor.”

‘Muz yeme’ videosu çeken Suriyeli gazeteci Abdülmecit Şeyma serbest bırakıldı

'Provokatif amaçlı muz yeme' videosu çektiği gerekçesiyle Gaziantep Geri Gönderme Merkezi’ne yollanan Suriyeli gazeteci Abdülmecit Şeyma serbest bırakıldı.

RÖPORTAJ | “Buradan ayrılanlar arasında, siyasi bir faaliyet içinde olmak isteyen bir insan bile tanımıyorum”

Devrimci Anarşist Federasyonu’ndan (DAF) ayrılan bir grup adına Serbestiyet’e konuşan genç, tanıklık ettiği lider despotizmini anlatmaya devam ediyor: “Çiğdem’in gebelik döneminde Serkan, ‘Çiğdem Ablanıza yardım edin’ dedi. Biz onlara en yakın dört kadın yoldaş gidip ev işlerine yardım etmeye başladık. Sonra çocukları oldu ama Serkan’a bu işleyiş çok mantıklı geldi. ‘Bu kızlar hiç sorgulamadan evde işlere yardım ediyorlar’ diye düşündü ve ‘kız kardeşler’ diye dört kişilik minik bir hizmetçilik örgütü yarattı.”

ANALİZ | Lütfü Türkkan’ın küfür hadisesi: Olay şeffaf, haberler opak

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Bingöl ziyareti sırasında, grup başkanvekili Lütfü Türkkan’ın Akşener’e tepki gösteren bir kişiye küfrettiği, görüntünün video kaydında hiçbir tevile müsaade etmeyecek kadar açıktı. Fakat ‘muhalif basın’ın kahir ekseriyeti bu ‘iddia’yı belirsizleştirmek için elinden geleni esirgemedi.

RÖPORTAJ | “Anarşist örgütümüzde liderden dayak yiyen hiyerarşide yükseliyordu”

Devrimci Anarşist Federasyonu’ndan (DAF) ayrılan bir grup adına Serbestiyet’e konuşan genç, tanıklık ettiği lider despotizmini anlattı: “Erkeklere fiziki şiddet yoktu. Serkan Bayrak benim sırtımda masa kırdı. Bir arkadaşımızın sırtında laptop kırdı. Bir keresinde gözüme belki 10-12 kere vurdu. Ayağa kalktığımda gözüm mosmor olmuştu. Polis tacizine karşı direnme tatbikatı adı altında kadın yoldaşlara elle cinsel tacizi meşrulaştırıyordu. ‘Polis tacizine nasıl direneceksin bakalım, hadi diren’ deyip tacizci polis rolü oynuyordu.”

Erdoğan’a “diktatör” soruldu, o helikopter anlattı

Star.com.tr yazarı Fadime Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Roma ziyaretinde görüştüğü Draghi’nin kendisine “diktatör” dediğini hatırlatarak, “Bu hasarlı durumu telafi edebilmek için nasıl bir yaklaşımı oldu?” diye sordu. Erdoğan, yanıtında Draghi’den ve onunla yaptığı görüşmeden hiç bahsetmedi. Onun yerine İtalya’yla birlikte ürettikleri Atak helikopterlerinin ihracatı için yeteri kadar Rolls-Royce motoru temin edememekten yakındı.

RÖPORTAJ | “’5 bin plakayı satarsanız, onaylarız’ teklifleri geldi”

“İnsanların işe gitmek için taksi bulamaması özel araç kullanımını arttırıyor. Bu da İstanbul’da yaşanan trafik ve park yeri sıkıntılarını arttırıyor. Sisteme eklediğiniz taksi plakasından çok daha fazla özel aracı trafikten çıkarırsınız. Bulgularımıza göre bir taksi plakası 7 özel aracı trafikten çıkartabilir. 5 bin taksiyle 35 bin civarı özel aracı İstanbul trafiğinden çıkarabileceğimizi düşünüyoruz.”

RÖPORTAJ | “Türkiye, Avrupa Konseyi’nden çıkarsa UEFA’da bile tutmazlar”

NTV’nin deneyimli Strazburg Temsilcisi Kayhan Karaca: “Esas bizi Avrupa ailesinin bir parçası yapan Avrupa Konseyi'dir. Avrupa Konseyi üyesi olmasak AB ile üyelik müzakerelerine başlamamız mümkün olamazdı. Avrupa Konseyi üyeliği ve AİHM sistemi içinde yer almamız bizim siyasi planda Avrupalılığımızın tescillenmesidir. Buradan çıktığınız zaman Avrupa kıtasından, ailesinden çıkarsınız. O zaman bizi UEFA’da bile tutmazlar. Bizim Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe'nin Asya’da turnuvalar bulmaları gerekir. O zaman gerçekten de "Avrupa Konseyi’nde değiller, UEFA’da da olmasınlar" derler.”

ANALİZ | Hükümete yakın medyada 10 büyükelçi olayı: Bir coşku ve tedirginlik potpurisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 büyükelçiyi ‘istenmeyen adam’ ilan etme çıkışı hükümet medyasında farklı duygular ve pozisyonlar yarattı. Hükümete en yakın gazeteler Sabah, Yeni Şafak ve Akşam büyükelçileri sınır dışı etme konusunda heyecansız ve tedirgin bir görünüm çizdi. Aydınlık, Türkgün ve Akit’te heyecan doruktaydı. Mehmet Barlas ve Abdülkadir Selvi gibi hükümete yakın yazarlar ise “iyi olmaz, sakin kalalım” havasındaydı.

MOSSAD’ın casusu olduğu iddiasıyla tutuklanan kayıp Filistinli: “Filistinlilere yardım etmek isteyen AB görevlisi olduklarını söylediler”

M.A.S.’ın yayımlanan ifadelerine göre, MOSSAD ajanı denilen şahısların Filistin ve Filistinlilere yardım etmek isteyen AB görevlileri olarak tanımış. Şahısların istihbarat görevlisi olduklarından şüphelenmesi üzerine, “AB kurumları için araştırma yapan istihbarat benzeri bir organizasyonuz” karşılığnı almış. M.A.S.’ın MOSSAD’a raporladığı iddia edilen konular arasında, “Covid-19 nedeniyle İstanbul Havalimanı’na gelen ve çıkış yapamayan Filistinlilerin mağduriyetinin giderilmesi için nerelere başvurup yardım aldıkları” da yer alıyor.

RÖPORTAJ | Kerim Rota: MB “faiz düşüşüne devam edeceğim ama korkutmamak için sınırlı olacağını söylüyorum” diyor

Merkez Bankası’nın faiz kararının ardından yaptığı açıklamada yer alan faiz indirimi için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı vurgusunu Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota’yla konuştuk: “Sınırlı bir alan kaldı açıklaması 50 baz puanlık, 100 baz puanlık düşüşler yapılacağına işaret ediyor.”

SORUŞTURMA | Yüksek kur bilinçli bir politika, bir ‘tercih’ olabilir mi?

Kurların dizginsiz yükselişi karşısında iktidarın sergilediği ‘telaşsızlık’ hali, yüksek kurun iktidarın istemediği ve maruz kaldığı bir sonuç değil de bir “politika” ve “tercih” olabileceğini akla getiriyor. Yüksek kurun hükümetin bilinçli bir tercihi olup olmadığını İYİ Parti milletvekili ve Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ile ekonomistler Barış Soydan ve Murat Kubilay’a sorduk.

Mado, şubesindeki Uygur toplantısını iptal etti: Çin’deki yatırımlarımız zarar görür

Mado, Türkiye’deki Uygurların Ankara Çukurambar şubesinde yapacağını duyurduğu basın açıklamasını, Çin’deki yatırımlarının zarar göreceği endişesiyle iptal etti. Etkinliğin düzenleyicilerinden Doç. Dr. Emet Serbestiyet’e konuştu: “Mado patronu Mehmet Kambur, Dubai’den telefon açıp ‘bizim şubemizde Uygurların etkinliği yapılmasın’ demiş.”

46 gün önce Konya’da kaybolan Filistinli Muhammed Salhab İstanbul’da gözaltında bulundu

Türkiye’de 1 ay içinde kaybolan 9 Filistinli’den biri olan Salhab’ın İstanbul’da gözaltında bulunduğu öğrenildi. Geçtiğimiz hafta bulunan iki Filistinli de gözaltında ortaya çıkmıştı. Kudüs Başkonsolosu Ahmet Demirer, Filistin makamlarına Türkiye’de kaybolan Filistinlilerin Türkiye emniyeti tarafından gözaltına alınmadığını söylemişti.

ÖZEL RÖPORTAJ | “Zalim Çin’in cezasını verdik, Türkiye milletini, devletini ayaklandırdık, bu tarihte ilk”

Kendini “Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı” olarak tanıtan Abdulvali Buğrahan Osman, Gölbaşı Belediyesi’nin toplantısında yaptığı konuşmayla Türkiye’de ilgi odağı haline geldi. Osman, konuşma sonrası yakaladığı şöhreti, siyasi parti liderleriyle temaslarını, hakkındaki iddiaları ve ona bu unvanı kullanma hakkını verdiğini söylediği “Doğu Türkistan Cumhurbaşkanlığı seçimini” Serbestiyet’e anlattı.

ÖZEL HABER | Siyasiler dikkat! “Sahte Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı” çıkabilir

MHP’li Gölbaşı Belediyesi’nin etkinliğinde, kendisini, tüzel varlığı 1949’da son bulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak anons ettirmeyi başaran sahte cumhurbaşkanı, siyasilerle çektirdiği fotoğrafları “Cumhurbaşkanlığı teması” diye duyuruyor. Gerçek adı Ajı Abuduwaili olan sahte cumhurbaşkanı bakanlık, meclis başkanlığı, büyükelçilik, milletvekili gibi unvanlar ve mazbatalar dağıtıyor.

ÖZEL HABER | TÜGVA’ya bina tahsisleri: İlçe temsilciliklerinin kirasını İBB ödemiş

İBB tarafından kiralanıp sonra da TÜGVA’ya tahsis edilen 12 gayrimenkulden 1’i yurt olarak 10’u TÜGVA ilçe temsilciliği olarak kullanılmış. Mülkiyeti İBB’ye ait Üsküdar’daki İbrahim Paşa Köşkü ise halen il temsilciliği olarak kullanılıyor. Yine mülkiyeti İBB’ye ait Fatih’teki bir bina da 2043’e kadar TÜGVA’ya tahsis edilmiş.

ÖZEL RÖPORTAJ | Dolkun İsa: “Babamın ölümünü Çin medyasından öğrendim, bu da mı Batı dünyasının oyunu”

Türkiye’ye girişi engellenen Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa’yla Uygur Soykırımı iddialarını Londra’da soruşturan özel Uygur Mahkemesini, Türkiye’ye giriş engelini ve Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’ndeki uygulamalarını konuştuk: “Helal organ nakli diye reklamlar yapıldı. Müslüman zenginlere bizim insanlarımızın organlarını naklettiler.”

RÖPORTAJ | “MB Başkanı, risk primimiz niye Brezilya’dan yüksek diye hayıflanmak yerine yönetim kalitemize bakmalı”

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı, eski bankacı Kerim Rota: “Başkanın bahsettiği Brezilya’ya gittiğinizde kendinizi güvende hissetmiyor olabilirsiniz ama Brezilya’nın rezerv yeterlilik oranı bizim üç katımız. Brezilya Merkez Bankası, bizim faizleri 1 puan düşürdüğümüz geçtiğimiz hafta faizleri 1 puan yükseltti; Brezilya’da enflasyon bizim üçte birimiz seviyesinde.”

Kudüs Başkonsolosu Demirer: Kayıp Filistinliler Türkiye emniyeti tarafından gözaltına alınmadı

Filistin Haber Ajansı’nın haberine göre, Filistin’in Sesi’ne konuşan büyükelçi Faed Mustafa; kayıp Filistinliler hakkında Türk makamlarıyla temasların devam ettiğini ve önümüzdeki saatlerde bazı bilgilerin gelebileceğini umduğunu söyledi.

ÖZEL HABER | 12 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Çin’de tutsak

Uluslararası toplumun “soykırım” diye adlandırdığı, Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’ndeki dramın bilinmeyen yüzü: Türkiye vatandaşı Uygurlar. Çin’in “eğitim merkezi” dediği toplama kamplarına atılmış sonrasında gerekçesi bilinmeyen mahkeme kararlarıyla hapishanelere yollanmış veya nerede oldukları bilinmeyen yaşları 5 ve 70 arasında değişen 12 Türkiye vatandaşının yakınlarıyla konuştuk.

“Bu bir ilandır”

Milliyet Gazetesi, Uygur Özerk Bölgesi ile ilgili haber formatında tam sayfa ilan yayınladı. Çin’in Uygur bölgesinde “terörle mücadele ve radikalizmi önleme”deki ‘başarıları’nın anlatıldığı sayfanın ilan olduğu, ancak dikkatli bakıldığında sağ alt köşede görülebilen küçük bir “Bu bir ilandır” ibaresiyle anlaşılıyor.

“Küçük bir uçak çarptı, merak edilecek bir şey yok”

11 Eylül saldırılarında hayatını kaybeden tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Yozgatlı Zühtü İbiş, eşiyle yaptığı son konuşmasında, “Küçük bir uçak çarptı. Merak edilecek hiçbir şey yok. Beni çağırıyorlar. Bizi aşağıya indirecekler” demişti. Üniversite çağında ABD’ye geldiğinde tek kelime İngilizce bilmeyen İbiş; bilgisayar programcısı olarak İkiz Kuleler’in 103. Katında çalışıyordu. İlk uçak 98. kata çarpmıştı. İbiş’in cesedinin parçaları ancak iki yıl sonra bulunabildi.

Bir haftadır kayıp olan, Filistinli tıp öğrencisi Muhammed Salhab’ın kaçırıldığı düşünülüyor

2013’den beri Konya’da yaşayan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Filistinli Muhammed Salhab’dan 3 Eylül Cuma gününden beri haber alınamıyor. Serbestiyet’e konuşan arkadaşları Salhab’ın kaçırıldığını düşünüyor. Batı Şeria’da yaşayan babası oğlunun bulunması için Erdoğan’a çağrı yaptı.

Uygur Mahkemesi’nin ikinci duruşması başladı: Türkiye’de çalışana 25 yıl hapis

Uygur Soykırımı iddialarını soruşturmak amacıyla Londra’da kurulan özel mahkeme, Uygur Mahkemesi’nin (Uyghur Tribunal) ikinci duruşmaları bugün (10 Eylül) başladı. 4 gün sürecek duruşmada Çin’in “eğitim merkezi” dediği kamplarda bizzat kendisi bulunmuş 3 tanık ve kamplarda yakınları bulunan 5 tanık dinlenecek. 4’ü Uygur olmak üzere 30 araştırmacı ve akademisyen de bilgi ve bulgularını anlatacak.

Hükümete yakın yazarlar, salgın tedbirlerinin ‘yerli ve milli’ olmadığı kanaatinde

Hükümete yakınlığıyla bilinen bazı köşe yazarları ve televizyon yorumcuları aşı, PCR testi, maske gibi pandemi tedbirleri konusunda hükümetle çelişen tavırlar alıyor. Pandemiye karşı tedbirlerin bir küresel komplo planı doğrultusunda yönlendirildiğine inanan köşe yazarları, çözümün sağlık politikalarının “yerli ve milli” bir yörüngeye sokulmasında olduğunu düşünüyor.

Aşı karşıtlarının ‘örnek ülke’si Romanya üzdü: Aşısızlara karantina!

Sosyal medyada, Romanya’nın Covid-19 aşılarının ölümlere yol açtığı gerekçesiyle aşı alımını durdurduğu ve aşı merkezlerini kapattığı iddiası gündem oldu. Türkiye’deki aşı karşıtları Romanya’yı örnek ülke ilan etti ama işin aslı başkaydı. Nitekim mevcut uygulamaya göre, Türkiye’den Romanya’ya gitmeyi planlayan bir aşı karşıtı, tam aşılı olmadığı için 14 günlük karantinayı göze almak zorunda.

“Hikâyen dağlarda başladı, pis çamurlarda bitti”

Uzun yıllar boyunca Yunanistan Komünist Partisi’nde milletvekilliği ve bakanlık yapan ve geçtiğimiz günlerde hayata veda eden Mikis Theodorakis yaşamının son yıllarında “ulusalcı” çıkışlarıyla gündeme geldi. Aşırı sağcı Altın Şafak üyelerinin izlediği son miting konuşmasından sonra evinin duvarına sprey boyayla “Hikâyen dağlarda başladı ama Syntagma Meydanı’nın pis çamurlarında bitti” yazılmıştı.

Erdoğan da doğruladı: Geçen yıl açıldığı duyurulan sosyal medya temsilcilikleri ‘hayalet’miş

Geçen yıl kabul edilen Sosyal Medya Yasası’na göre, Türkiye’de temsilcilik açmayan siteler kapatılacaktı. Yasanın kabulünün ardından, iktidar medyasının “teslim bayrağını çektiler” sloganları eşliğinde temsilciliklerin açıldığı duyuruldu. Fakat açılanların “hayalet temsilcilikler” olduğunu söyleyenler de vardı. İddialara göre, sosyal medya sitelerinin kapanacak olmasını göze alamayan hükümet, şirketlerle zımnî bir anlaşma yapmış, “hayalet siteler”i gerçek(miş) gibi kabul etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kuru kuruya temsilcilikler” açıklaması iddia sahiplerini haklı çıkardı.