80’lerin ikinci yarısında, başlatılan yeni bir ‘irtica kampanyası’nda Milliyet gazetesi, Sızıntı dergisi sayılarında resim içine gömülmüş vecizelerin altındaki BSN’nin ‘Risale-i Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursî’ olduğunu ‘ifşa’ ve ‘ihbar’ ettiğinde verdikleri o efsane cevap! Meğer o sözler Bediüzzaman Said Nursî’ye ait değilmiş de, Uşak’tan kendilerine vecizeler gönderen meraklı öğretmen Bedrettin S. Nail’e ait imiş! Bunun yalan olduğunu kendileri bildiği gibi, bu yalanı aşikâre bilecek milyonlar olduğunu da bildikleri halde böyle süflî bir yalana tevessül ve tenezzül...Bu hikâye, böyle diye diye 90’lara ulaştı ve ‘yeni milenyum’a varıp dayandı. Gaza yüklendikçe yıpranan manevî balatalar, zafer sarhoşluğu içinde arabanın dört bir yanından ve dahi yolun iki tarafından geldiği halde duyulmayan sinyaller ve uyarılar... Sonuç?
Le Guin'in Omelas’ı ile Zimbardo'nun Şeytan Etkisi’ni bir arada okumak insan doğası, hukuk felsefesi, etik, kötücüllük ve kötülüğe göz yumma dinamikleri üzerine yeni bir çerçeve sağlayabilir. Her ikisi de bireylerin ve toplumların verdiği ahlakî ödünleri farklı perspektiflerden sorguluyor; Le Guin bir mini-ütopyanın merceğinden, Zimbardo da sıradan insanları kötücül eylemlerde bulunmaya iten psikolojik mekanizmalar üzerinden.
“Çözüm Süreci” bazı çevrelerde hatırlanmak istenmiyor. Sonuç getirmediğini düşündükleri bu formülün bir kere daha denenmesine karşı olanlar, sert bir şekilde itiraz ediyor. Benim de çalışmalarına “Akil İnsanlar” heyeti üyesi olarak katıldığım “Çözüm Süreci” gerçekten bir felaket miydi? Geçen 11 sene içinde hafızalardan pek çok gerçek silinip gitmiş bulunuyor. O döneme ilişkin bazı rakamları hatırlatmak isterim. 2 yıl boyunca (2013-2015) bölgedeki çatışmalarda bir gencimiz bile yaşamını yitirmedi.
Michelle Nwando Opara bebek, çetenin CİMER’e şikayet edilmesinden 10 ay sonra, dinlemelerin başlamasından 8 ay sonra hayatını kaybetti.
Eğer zamanında soruşturma yapılsa, hastaneler kapatılsa Michelle Nwando ve diğer bebekler belki de yaşayabilirdi.
Peki bütün bu gecikmenin sebebi neydi? Neden soruşturma sürerken, dinlemeler yapılırken bebeklerin ölümüne müdahale edilmedi?
İşte bu soruşturmada esas cevabının aranması gereken soru bu.
Geçen yazıda 1928 yılında Türkiye’nin yeni bir cumhuriyete geçtiğini isterseniz siz buna İkinci Cumhuriyet diyebilirsiniz demiştim. 1937 yılında da cumhuriyet laiklikle ilgili madde sebebiyle yeni bir safhaya geçti. Yine isterseniz siz buna Üçüncü Cumhuriyet diyebilirsiniz. 1937 yılına gelindiğinde cumhuriyetin ilanı esnasında ve sonrasındaki temel ilkeler tamamen değişmiş bulunuyordu.