Yazarlar

Kürt Memet şimdi de sandığa mı?

Seçim öncesi Zana’dan, Demirtaş’tan, Türk’ten gelen AK Parti’ye, Erdoğan’a diyalog eli uzatan, yeni bir çözüm süresinden çıkışlar Batı’daki muhalifleri çok kızdırıyor. Bırakın da Kürt siyasetçiler ellerindeki siyasi ve demografik gücü hazır seçim ortamı varken pazarlık yapmak, sorunlarını çözmeye çalışmak, iktidarla diyalog kurmak için kullansın. Muhalifler bencilliği, Kürtleri iktidarla mücadele saflarının en önüne çağırmayı bırakmalı. Bu kez Kürt Memet nöbete çağrılmamalı.

Otoriterlikten çıkışın formülü İstanbul mu?

Muhaliflerdeki genel duygu hâli, İmamoğlu’nun Erdoğan otoriterizmini sınırlandırma gücüne sahip yegâne kişi olarak düşünülmesinden kaynaklanıyor. Peki, İstanbul’u bir kenara bıraktığımızda bu gerçekten bizim için siyaseten “faydalı” ve “iyi” olan mı? Muhalefetin; siyasetsizlik, politikasızlık, gelecek tahayyülü sunamama düzleminde iktidarla yarışmak için bulduğu tek formül “Erdoğan’ın hakkından gelebilecek kişi” seviyesinde gözüküyor. Siyasi kültürün tekçiliğe yönelmesi bunun köprüden önce son çıkış olmasına sebep olmuyor. Bu kültür devam ettikçe bütün çıkışlar dönüp yeniden aynı köprüye bağlanıyor.

ABD’nin İsrail çıkmazı: Kim, kimin içişlerine karışıyor?

Geçen hafta Senato Çoğunluk Lideri ve ABD’nin en üst düzey Yahudi devlet görevlisi New York Senatörü Chuck Schumer, Netanyahu’ya istifa çağrısı yaptı, Netanyahu ve radikal sağcıları iki devletli çözüme engel oldukları için Hamas’a benzetti. Bugüne kadar Washington’daki en sıkı İsrail destekçilerinden biri olan Chuck Schumer’in bu çıkışı İsrail’i öfkelendirdi. İsrail tepkisini “ABD, içişlerimize karışmamalı.” diyerek gösterdi. İsrail, hem Amerikalıların vergilerinden elde edilen milyarca dolarlık askeri yardımlarla korkunç bir katliam yürütüyor hem de Amerikalıların kırk yılda bir yaptığı küçücük eleştirilere dahi tahammül edemiyor. Üstüne üstlük İsrail ile iyi ilişkilerin korunması için kurulan lobi örgütü AIPAC, İsrail’i eleştiren bir avuç Kongre üyesinin siyasi kariyerlerini bitirmek için 100 milyon dolarlık bütçe dahi ayırdı. Netanyahu’nun Obama döneminde adeta Amerikalı bir ana muhalefet lideri gibi ABD siyasetine müdahale ettiği günlerin anısı ise hala taze. Dürüstçe sormak lazım: Esas kim, kimin içişlerine karışıyor?

Teröre ve şiddete cevap vermek ama nasıl?

Terörist olaylara karşı ne yapmalı sorusuna uzmanlar farklı çözümler arıyor. Şiddete aynı şiddetle cevap vermek insanı ve devletleri şeytana dönüştürebilir. İsrail’de olduğu gibi. Demokratik bir ülkeyi otokrasiye çevirebilir. Mesele bu kadar önemli. Avusturya Arşidükü Ferdinand’ın Bosna’da 1914 yılında katline gösterilen tepki, Birinci Dünya Harbi’ne yol açmıştı.
- Advertisement -

Karar dosyada duruyor: Kesin katildir, beraat ettiriyoruz

Tanıklar onu teşhis etmiş, kendisi de cinayeti işlediğini kabullenmişti. Öldürülen Savcı Doğan Öz’ün eşi Sezen Öz, hukukçuydu. Genel Kurul’dan çıkacak karar, acısını dindirmese bile, adalet umudunu korumasına yarayacaktı. Ask. Yarg. Genel Kurulu, 15 üye ile toplandı. 8 üye kararın bozulması, 7 üye ise onaylanması yönünde oy kullanmıştı. Halbuki, kısa süre önce Askeri Yargıtay, mahkemenin sanık hakkındaki idam cezasını onayladı, karar kesinleşti. Tam bu anda bir el davaya uzandı.

En Son Çıkanlar