Tunç Soyer, Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) yaptığı “İzmir Barışı Konuşuyor” isimli panelde konuştu. Soyer: “Bugün belki de çok kısa bir süre içerisinde silahların bırakıldığının müjdesini duyacağız. Kalıcı barış, Dem Parti, CHP ve demokrasiden yana güçlerin oluşturacakları bir ittifak çatısı altında verilecek demokrasi mücadelesi ile kurulacaktır. Silahların gölgesi kalktıktan sonra oluşacak zemin demokrasi mücadelesiyle kazanılacak kalıcı barış için büyük bir umut anlamına gelmektedir.”
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkan Yardımcısı ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Temsilcisi Abdulhakim Beşar: "Kürtlerin Minbiç ve Tişrin Barajı'nda ne işi var? Kürtler neden orada? PKK hala yönetiyor. PKK'dan kopun diyoruz. Suriyeli Kürtler kendilerini yönetmeli."
Gassal dizisini izledim. Artıları ve eksileri var. Artıları şunlar: Sadece Müslümanlara özgü bir insan profilini konu edinme cesareti göstermesi. Batı dünyasında karşılığı olmayan bir mahluktur gassal. Tercüme edilemeyecek kadar yerli bir konuyu işleme cesareti diziyi otantik kılıyor. Dizide laiklere bir eleştiri var mı? Ben görmedim. Mafya kadınının namaz konusundaki cehaletinin “aha laikler şöyle böyle temsil edilmiş” diye sunulması diziyi izleyen her akıllı insanın gülünç bulacağı bir iddiadır. Dizi kültürel hegemonya tartışmalarını taşıyamayacak kadar o tartışmanın uzağında bir yapım.
Uygur İlim Marifet Vakfı’na bir etüt merkezinde yaşları 4 ile 12 arasında değişen 7 Uygur kız çocuğunun istismara uğradığı Serbestiyet’in haberiyle ortaya çıkmıştı. İstismarcıyı jandarmaya teslim etmeyen vakıf yöneticileri, şimdi de mağdur aileleri oturdukları dairelerden atılma tehdidiyle karşı karşıya bıraktı, ailelere “Çin ajanı” dedi. Konuyu haberleştiren Serbestiyet de iftiralardan payını aldı: “Bu gazete Doğu Perinçek’le bağlantılı.”
Sosyal medyada Suriye'nin yeni Adalet Bakanı Şadi el-Veysi'nin 2015’de İdlib'de hakim olarak görev yaparken iki kadının yolsuzluk ve fuhuş suçlamasıyla infaz edildiği esnada hazır bulunduğunu gösteren videolar ortaya çıkmıştı. HTŞ yönetimi, videoların gerçek olduğunu kabul etti: “Söz konusu süreç, içinde bulunduğumuz hukuki dönüşümler ışığında, artık geride kalmış bir aşamayı yansıtmaktadır ve farklı koşullar ve referanslar dikkate alındığında, bunu genelleştirmek veya mevcut aşamayı tanımlamak doğru olmayacaktır"