Manşet

İsrailci politikaları yüzünden eleştirilen Avrupa Yeşiller’i, Gazze merkezli bir kampanyayla dikkat çeken Amerikan Yeşil Partisi’nin başkan adayı Jill Stein'ı çekilmeye ve Kamala Harris'i desteklemeye çağırdı.

ABD seçimlerine dört gün kaldı. Anketleri yorumlamak anlamsız. Kamala Harris ve Donald Trump neredeyse her eyalette başa baş. Trump son haftayı Hispanikleri ırkçı şakalarla öfkelendiren şımarık bir zafer mitingiyle, Kamala Harris ise “Trump diktatör” temalı bir korku kampanasıyla kapadı. Evet, Trump bir demokrasi kahramanı değil. Evet, Trump dünya ve Amerikan demokrasisi için hayati bir tehdit. Fakat bugünlerin sorumlusu Trump’a oy veren seçmen değil, demokrasiyi sadece sandık kurulunca hatırlayan, halka rağmen siyaset yapmaya, faşizme karşı mücadeleyi omuz omuza vermeyip birilerini ittire ittire kazandırmaya çalışan “Demokratlar”.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 3.’süne ev sahipliği yaptığı; Tarsus'un tarihi, gastronomisi ve kültürel zenginliğini tüm dünyaya tanıttığı ‘Uluslararası Tarsus Festivali’, 2. gününde de tüm coşkusuyla devam etti. 14 ayrı noktada gerçekleştirilen onlarca etkinliği büyük bir ilgiyle takip eden Tarsuslular, festivalin ikinci gününe de oldukça rağbet gösterdi. Atölyeler, söyleşiler, yöresel gastronomi sunumları, workshoplar ile birbirinden zengin içerikleri büyük bir ilgi ile takip eden Tarsuslular, konser ve DJ performansı ile de eğlencenin tadını doyasıya çıkartıyor.

İspanya Savunma Bakanlığı, 2025 yılında Madrid'de yapılacak 4. Savunma ve Güvenlik Uluslararası Fuarı'na (FEINDEF) İsrailli şirketlerin katılmasına izin vermeyeceklerini bildirdi: “İspanya, Filistin ve Lübnan'da barış ve güvenliğe kendini adamıştır ve uluslararası insani hukuka saygı göstermektedir. FEINDEF buna kayıtsız kalamaz.”

“Mahalli olan” ile “milli olan” arasında bir gerilim söz konusu. Bu doğru mu? Hayır. Çünkü o yıllarda AK Parti, mevcut siyasi partiler içinde sadece kendisi ‘Türkiye partisi’ olabildiyse, bunu açıktan reddettiği tarihi ve kültürel köklerine borçluydu. Üzerlerinden çıkardıkları gömleğe rağmen İslamcı kökler derin bir geçmişe dayanıyor ve sadece bu köklere sırtlarını yaslayabilenler küresel sürece belli bir özgüvenle bakabiliyorlar. Aslında olan, tasvir edilenin aksidir; yani “mahalli” olan küresel sürece katılıyor, AB üyelik sürecinin yanında yer alabiliyor; geleneksel çizgide direnip “ulusal kalmakta direnen” ise mahallileşiyor, kendi üstüne kapanıyor, dünya ile temasını koparıyor.