Peki nasıl yapıyor da Erdoğan, farklı ittifaklar ve farklı ideolojik mesajlarla her seferinde yüzde 50’yi yanına çekebiliyor? Cevabı basit: Çünkü her seferinde seçimi CHP ve CHP’li ittifaka karşı bir nüfus sayımına çeviriyor. Peki o zaman seçimlerdeki sonuç kaçınılmaz mı? Ya da bir nüfus sayımında nasıl kazanılır? Tabii ki çok çocuk yaparak değil. Ama nüfusunu artırarak…
14 Mayıs’ta Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu elde etmesi ve 28 Mayıs’ta Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması, Türkiye’nin daha fazla otoriterleşmesi, “diktatörleşmesi” veya “faşizmin kurumsallaşması” ile sonuçlanmayacaktır. Erdoğan’ın veya Türkiyeli başka bir muktedirin karşı karşıya olduğu meydan okuma, politik varlığını rejim düzeyinde kurumsallaştırmayı gerçekleştiremeyecek olmasıdır. Çünkü Türkiye’deki siyasal iktidarlar, dayandıkları toplumsal sınıfları aktifleştirerek bir ağırlık oluşturmazlar; bilakis, siyasal ve toplumsal üretici güçleri pasifleştirerek bir denge siyaseti izlerler. Bu yüzden Türkiye’de hiçbir zaman devrimci koşullar oluşmaz, biteviye restorasyon koşullarında kotarılır her şey. Bu da, iktidarların ömrü uzadıkça güçlerinin berkitilmesi ile değil güçlerinin yetersizlikleri ile yüzleşmek zorunda bırakır onları.
Demirtaş makale yazdı ve HDP’yi eleştirdi: "Yaşanan birçok şey var ve bunları halka yansıtmayı doğru bulmadığım için kurumları işletmeye gayret ediyorum. Ne yazık ki çoğu zaman da kurumlar işlemiyor. Slogan dışında hiçbir numarası olmayan tipler, siyasal ve sosyal ortamı domine edip nitelik ve nicelik kaybına yol açtılar. Kraldan daha çok kralcı davranarak ortamların hakimi oluverdiler."
Toplumun bir kesimini çaresizlik içine sokmak iyi bir sonuç vermez. 25.5 milyon insanı sürekli hırpalamak, öncelikle ülkenin neşesini, eğlencesini, dinamizmini tahrip eder. Gençlerin bu ülkeden umudunu kesebilecek yaklaşımlardan kaçınmak gerekiyor. Yeni bir dönem başladı. Bu dönemi, eskiyi tekrar ederek, şiddet dilini sürdürerek yaşamayı isteyenlerin çoğunlukta olduğunu sanmıyorum. Oy verenlere soruyorum, bu tablodan memnun musunuz, ülkemizin geleceği açısından yerinde buluyor musunuz? Kimisi gülerek geçiştiriyor…
CHP Erzincan vekili Sarıgül, seçim sonrası yaptığı değerlendirmede 'Kılıçdaroğlu kaybetmedi, biz kazandıramadık' diyerek altılı masadaki liderlere yönelik eleştirilerde bulundu. Sarıgül, İmamoğlu'na da tavsiyelerde bulunarak "Sarıgül'ün yaptığı hatayı yapmaması lazım. Sarıgül acele davrandı. O gün mesela Baykal'ın karşısına çıkmasaydım bir kurultay sonra çıksaydım... Ben 40 oyla kaybettim. Tecrübesizlikle kaybettik" dedi.