Yazarlar

Batı’da iki farklı Türkiye tahlili

Son 2-3 gündür batının önde gelen gazetelerinde sıklıkla gördüğümüz bir değerlendirme şöyle: “Erdoğan hükümeti, yıllardır İslamcı grupları desteklemesinin semeresini, Suriye’de yeni kurulacak İslamcı bir iktidarla alabilir.” Herkesin üzerinde hemfikir olduğu noktalardan biri, Rusya ve İran’ın iki kaybeden olduğu.

Işık hızında 12 gün

Derin bir yarılmadan geçti Suriye. Ülkenin yaralarını sarmak ve insanlarının nefes almasını sağlamak için muhalif güçlerin çatışmak yerini konuşmayı tercih etmesi ve birlikte bir geçiş dönemi planlaması yapmasına ihtiyaç var.

Baas bitti. Ve yeniden dirilmeyecek…

Avcıoğlu’nun, İlhan Selçuk’un, Uğur Mumcu’nun ve tanınmış birçok aydının yazarlık yaptığı Yön Dergisi’nde yayımlanan yazılar "Kemalist-Sosyalizm" anlayışını savunuyordu. Baasçılığın ya da benzeri akımların o tarihlerde maddi bir temeli vardı. 1950’lerin sonu, 1960’ların başında, sömürgeciliğe karşı Afrika’da ve Asya’da gelişen milliyetçi ayaklanmalar, devrim ateşini dünyaya yayıyordu. Genç Afrikalıların başını çektiği güçlü bir antiemperyalist akım yeni umutların kapısını açıyordu. Bağımsızlık talebi ve milliyetçilik, bir arada yürüyordu. Lumumbalar, Cemal Abdülnasır’lar, Hafız Esatlar, simgeler haline gelmişlerdi.

Curios Case of LGBTQIA+

Seinfeld hayranları hatırlayacaktır: 4. Sezonun “The Outing” başlıklı 17. bölümünde acemi bir gazetecinin yanlış anlaması sonucu dizinin iki ana karakteri Jerry ve George bir gazete haberinde eşcinsel bir çift olarak duyurulur. Bu noktadan sonra başkalarına eşcinsel olmadıklarını açıklamak çok zor hale gelmiştir. Hassas bir konudur, sözcükleri özenle seçmeye uğraşırlar, her cümlenin sonuna da tedbiren “... not that there's anything wrong with that! ([eşcinsel] olmanın yanlış bir tarafı yok tabi ki)” ifadesini eklerler.
- Advertisement -

Sağ kalsa bile “sâlim” mi meçhul

“Dünya Madenciler Günü”nü kutlamak bir yana, eski deyimiyle “idrak etmek” bile şüpheli. Zira ister “maden kazası” olsun, ister deprem, bu ülkede hep “mevzuata uygun facia”. Orman yangınları, seller filan da “hâl ve gidişata uygun”… O “gidişat” ve “mevzuat”, mevzuun bugünkü hâli, işleyişiyle yanına kâr kalanlara da biçilmiş kaftan. Devletlû menfaatlere de gayet uygun. Felâketlerde ölenlerin, mahvolanların “kader”ine de… Yani sağ kalsan bile “sâlim” değilsin.

En Son Çıkanlar