Yazarlar

Mehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor?

Nazım Hikmet’in nasıl 13 yıl CHP iktidarı altında hapis yatıp daha 15 yılı varken DP’nin iktidara gelmesinden iki ay sonra çıkan afla serbest kaldığını az kişi biliyormuş. Siyah ve beyaz bu tarih kitaplarında hukuki bir facia olduğu için Nazım Hikmet’in davasında avukatlığını üstlenmiş anti-komünist eğilimli, DP milletvekilliği yapmış eski savcı Mehmet Ali Sebük gibi isimlere ise tabii ki yer yoktu.

Müslümanlar ve solcular el ele verince: İsrail’in Demir Kubbesi nasıl parçalanıyor?

İsrail, soykırımın son aşamasına geçti; Gazze’yi işgal ve tehcir kararı aldı. İsrail, Trump’ın verdiği açık çekle her ne kadar kısa vadede amacına ulaşacak gibi dursa da uzun vadede küresel bir savaşı kaybediyor. Gazze’ye 14 bin kilometre uzaklıktaki Sidney’de yüzbinler sokağa çıktı, Almanya silah satışını durdurdu, Fransa Filistin’i tanıma kararı aldı. İsrail’in muhtaç olduğu Batı demir kubbesinin parçalanmasının ardında ise özel bir formül var: Müslümanlarla solcuların işbirliği.

Şii selefilik, İhvan ve Filistin 

Suriye’nin kamp değiştirmesi kimin hayrına oldu, sormaya değer. İran’da İslam devrimiyle Humeyni ve kadrosu inisiyatifi tamamen ele geçirdi, Taliban da Amerikalıları kovduktan sonra kendi başına kaldı. Suriye’de selefiler aynı güce ve imkana sahip değiller. Anlaşılan şu ki, şimdilik selefilerin ya modelleri var uygulayamıyorlar, ya da bir modelleri yok, orta vadede olacak gibi görünmüyor. Şarkıdaki gibi “Kapıldım gidiyorum, bahtımın rüzgarına!”

Komisyon Türkiye için bir fırsat

Şimdi normalleşmek, çoğulcu bir demokrasiye yönelmek bakımından bir açı yakalamış bulunuyoruz. Kürtlerin birlik yönündeki hamlesi, eğer Batı’da da karşılık bulabilirse, tarihi adımlara tanıklık edebiliriz. Tabii bu komisyonun teknik bir komisyon olarak tarif edilmesi yeterli değil.
- Advertisement -

Yüksek tempo ve presin gölgesinde bir mağlubiyet

Feyenoord’un Fenerbahçe’yi 2-1 mağlup ettiği maç, Rotterdam’ın ateşli atmosferinde oynanan bir taktik savaşıydı. Ancak bu savaşta, maçın ve oyunun kaderini belirleyen en temel unsur, Feyenoord’un yüksek tempolu oyunu ve buna bağlı olarak uyguladığı şiddetli bölgesel pres oldu. Bu iki unsur, Fenerbahçe’yi adeta depresif bir ruh haline sokarak, Jose Mourinho’nun takımını saha içinde çaresiz bıraktı. Feyenoord’un yüksek tempolu oyunu, maçın başından itibaren Fenerbahçe’yi kendi kalesine doğru itti. Bu tempo, sadece fiziksel bir baskı değil, aynı zamanda zihinsel bir çöküşü de beraberinde getirdi.

En Son Çıkanlar