Bugün tüm dünyada liberal demokrasinin çöküşüne tanıklık ediyoruz. Ve demokrasi nimetinden yararlanmada dünya-yapısal eşitsizlik ve hiyerarşilerin genelgeçer formüllerle örtülemez hale geldiği bir zamandayız. Demokrasinin içinin boşaldığı bir dönemde medyanın da içi boşaldı.
Sessizlik, en uçlardaki fikirlerin sesinden daha tehlikelidir. Fatih Altaylı’nın istese de yapamayacağı tehdide de benzemezler. Altaylı’ya cevap verebilirsiniz, onla polemik yapabilirsiniz ama sessizliğe cevap veremezsiniz. Sessizliği ikna da edemezsiniz. Sessizlik en radikal, en yobaz, en tehlikeli fikirdir. Sessizliğin artması, hepimiz için tehdittir.
Dün sabah Eren Keskin’in Fatih Altaylı ile ilgi bir açıklamasını gördüm. “Fatih Altaylı özellikle 90’lı yıllarda insan hakları savunucularının karşısında durdu. Benim ifade özgürlüğümü hiçe sayarak ölüm tehditlerine maruz kalmama neden oldu. Ama biz yine de tutuklu yargılamaya karşıyız. Serbest bırakılsın ama bizden uzak olsun. O başka. Kendisinin tutuksuz yargılanmasından yanayım” diyor.
Ekrem İmamoğlu’nu tutukladılar! Neden? İmamoğlu’nun avukatı da tutuklanmış! Neden? Çok sayıda belediye başkanını, belediye görevlilerini, gençleri tutukladılar! Neden? Gazeteci Fatih Altaylı’yı da tutuklamışlar! Neden? Komünist rejim tarafından tutuklanan Çek siyasetçi Milada’ya hapishanede arkadaşı sormuş: “Seni neden tutukladılar?” Milada’nın cevabı zihnime kazınmıştı: “Çünkü yapabiliyorlar.”
Ateşin tam yanı başındayız ve bu ateşi körükleyen güçler, dünyayı yöneten güçlere ve artık bir zayıf halkaya dönüşmekte olan İran gibi devasa bir devlete yöneliyor.
Böylesine yaralı bir devlet her an her şeyi göze alabilir çünkü yönetme kabiliyetine ağır darbeler vuruldu; yönetim zincirleri arasındaki hiyerarşik bağ koparıldı. Bu durum, öngörülemez gelişmelere gebe olabilir. Siz, fırtınadan kasırgaya dönüşme ihtimali olan bu süreci sadece PKK’ye silah bıraktırmakla göğüsleyebileceğinizi düşünüyorsanız, fena halde yanılıyorsunuz. Halâ içinde ne olduğunu bilmediğimiz “iç cepheyi tahkim” sözünün hızlı bir şekilde eskidiğini bilmek lazım.