Bugün insanlık Eichmann’lardan oluşan kolektif bir şeytanlığın tehdidi ile karşı karşıya. Kendi menfaati için insanlıktan düşmeyi kabul etmiş, yığınların desteklediği büyük zulümler çağındayız. İnsana uğramayan, sadece insan öldüren zulümler çağında. Veyl o insanlara ki katillerin, serikatillerin cinayetlerine alkış tutar. Veyl o insanlara ki başkasının zulmünde kendi menfaatini arar.
OpenAI'in CEO'su Sam Altman yine bizi hem düşündüren hem de ürküten bir yazıyla karşımıza çıktı. Yazının başlığı da oldukça zarif: "The Gentle Singularity" yani "Nazik Tekillik". Tekillik kavramı zaten yeterince kafa karıştırıcı değilmiş gibi, Altman bir de bunun nazikçe gerçekleşeceğini iddia ediyor.
İran söz konusu olduğunda insanlar o kadar dünyadan kopukturlar ki özellikle uzaktan bakan Batılılar için gerçek değilmiş gibi görünürler. Egzotik ve düşsel bir yer gibidir. İnsanların kıyafetleri, siyasetin her şeye nüfuz eden resmi yüzleri ve gündelik hayatın her yerini saran şiirselliğiyle gerçek dışıdır! Oysa Kiyarüstemi sineması gibi bir düşselliktir bu, asla gerçeklikten kopuk olmadığı gibi bütün egzotikliği gerçekliğin başka bir formundan ibarettir.
Diyelim önerilen ‘siyasi çözüm’ gerçekleşti, yani cemaat örgütlü yapısını feshetti, böylece artık tehlike algısı ortadan kalkan devlet de dönüp hiçbir bireysel suç işlememiş olan tabandaki ‘ibadet’ halkasını affetti. Böyle bir af, suçsuzluğuna haklı olarak inanan insanların travması üzerinde nasıl bir etki yapar? Cevap açık: Belki samimi bir özürle bir parça iyileşebilecek bir insan ‘suçlusun ama seni affettim’ denildiğinde ne hissederse bu insanlar onu hissedecek.
Çocukken hayalimde de canlanan bir şiirdeki “şişesi is bağlamış lambanın ışığı”nı bugün gibi hatırlıyorum. O gaz lambası zaten evin demirbaşı… Gölge oyunundan öte, odayı yeniden resmeden bir büyüsü var elektrik kesildiğinde. Ortaokulda aynı şairden “Resmine sürme çektim kandillerin isinden”le -pir- geliyor. Üstüne de “Çıkarıp yavaşça yüreğimi göğsümden, /Silsen bir lambanın isli şişesi gibi /Yumuşak tülbentini geçirerek içinden”. Sonra “lambada titreyen alev üşüyor” bir ara. Sihrini çözdükçe büyüyorum.