GÜNÜN YAZILARI

İnsanların devletlerle savaşı

Juggernaut Hint inanışında bir ‘tanrı’nın ismi. İnsanların kendi elleriyle yapıp edindikleri, tekerlekli ve insanların tekerleklerinin altına atılarak kendilerini ezdirdikleri bir ‘tanrı. İnsan eseri devletlerin insanı ezdiği bir modern Juggernaut tablosu içindeyiz. Gazze’de iki senedir yaşananlar asıl savaşın ‘devletler arasında’ değil, ‘devletler ile insanlar arasında’ olduğunu bize gösterdi. Devletler birazcık birşeyler yapıyor gibi göründüler ise dahi, olup bitene karşı sesini yükselten ‘insanlar’ı görüp de ancak ‘oy kaybı ve dolayısıyla iktidarı kaybetme’ korkusuyla bunu yaptılar.

Sumud tecrübesi bize neler söylüyor?

2010’da Mavi Marmara için Başbakan Erdoğan “Giderken bana mı sordunuz” çıkışını yapmıştı. Bu söz eleştirildi ama tam da olması gereken buydu. Tıpkı bugün İspanyollar, İtalyanlar, Yunanlılar, İsveçliler giderken, Gazze’ye gemi kaldırırken kendi başbakanlarına sormadıkları gibi. Eğer bir ülkede sivil toplumun devletten izin almadan eylem yapması mümkünse, o eylemlerin sorumluluğu da devletlerine kalmaz. Yani Türkiye’nin limanlarından kalkıp Gazze’ye gitmeye çalışan bir geminin hesabı o zaman Ankara’ya sorulmaz. Ama maalesef Türkiye 2010’dan 2025’e buradan çok uzaklaştı. Sivil toplum, giderken Başbakan’a dahi sorulmayan ülkeden, giderlerse devletten bilirlere geriledi. O yüzden de tekneler 15 yıl sonra Türkiye’den kalkamadı.

Yapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk

Dünya dediğimiz şey iki insan arasında gerilmiş boşluğa verilen isimdir. O boşluğu söz ve eylemlerimizle iskana uğratır, kalabalıklaştırırız. Anlamak, o kalabalığı aşıp, boşluğun oluşturduğu gürültüyü geçip muhataba varmaktır.

Çözüm sürecinin bir yılı: Uzanan bir elden, resepsiyona…

Bir yıl önce Bahçeli’nin uzattığı el, bir yıl sonra bir resepsiyona dönüştü. Elimizde sürecin son durumuyla ilgili en somut istihbarat raporu, kulis bilgisi bu resepsiyon görüntüleri. Emin olun eğer süreçle ilgili Erdoğan’a istihbarat raporları olumsuz gelseydi, PKK silah bırakmamakta direniyor, SDG ipleri koparacak gibi bir bilgi olsaydı, Erdoğan hiçbir partiye göstermediği bu ilgiyi DEM’e göstermezdi.
- Advertisement -

Otomobil uçar gider

Çocukluğumdan beri kulağıma çalınan o operet bugün de kulaklarımı çın çın çınlatıyor: “İki tane otomobil /Biri açık biri değil”… “Lüküs Hayat”ın 100 yıl önceki motorize tasviri. Bugün de güncel... Mâlum, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ayağını yerden kesen “lüküs” dönemi yeni sona erdi. Halefi garajdan çıkardığı kırmızı TOGG’la “geldi”. Herkeste bir heyecan… Bence asıl önemlisi yeni başkanın devir-teslim töreninde cübbesinin düğmelerini Erbaş’ın iliklemesine -ısrarla- izin vermemesi! Hani ilk düğmeyi yanlış iliklersen…

En Son Çıkanlar