GÜNÜN YAZILARI

Beşiktaş’ın göçebe çadırı ve Shakhtar’ın ahşap evi

Beşiktaş, rüzgârın her yönden savurduğu bir göçebe çadırı gibi fırtınada tutunmaya çalışırken, Shakhtar, ahşap bir evin canlılığı ve sıcaklığıyla, ilkbahar güneşine yüzünü dönmüş, her topla buluştuğunda neşesini dünyaya yayan bir tablo çizdi. Maç, Arda Turan’ın sahadaki kısa ama büyüleyici dokunuşlarının büyük bir sahneye dönüştüğü, Shakhtar’ın kolektif aklının Beşiktaş’ın dağınık ve parçalı oyun anlayışını 4-2’lik skorla ezdiği bir gece oldu.

Kendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor

Uyduruk bir haber üzerinden “Türkiye Lübnan olmayacak” diyenler veya ulus-sever kesilenler aslında bu özgürleşmeyi hazımda zorlananlardır. Türkiye’nin bir Yunanistan, Italya ve hatta bir G. Kıbrıs olmasına bile fit olacak bu patetik haldeki insanlar, özgürlüğün ne olduğunu bilmedikleri için bağımsız bir ülke olmayı nereye koyacaklarını bilemiyorlar.

Euphemia’nın sessiz pazarı: Gazze’de açlığın gölgesinde

Açlıkla susturmak yeni değil. Tarihin tekrar eden motiflerinden biri bu: Roma kuşatmalarında, Stalingrad’da, Yemen’de, Gazze’de… Açlık, düşmanı değil, insanı hedef alan bir yöntemdir. Çünkü açlık sadece fiziki bir yokluk değil; bir hafıza kırılmasıdır. Açlıktan ölen çocuklar yalnızca hayatlarını değil, geleceği, hikâyeyi, direnci de yitirir. Bu yüzden açlık bazen bombadan daha derin iz bırakır. Gazze’de yaşanan, tam da bu sessiz yok ediştir. Un, su, yakıt… Gıda konvoyları sınırda tutuluyor, çocuk mamaları siyasi onaya bağlanıyor. Ve dünya, bunu “karmaşık diplomatik süreçler” diyerek izliyor. Oysa burada karmaşık olan diplomasi değil; sessizliktir.

DEM Parti o tweeti neden sildi?

Geçen haftanın en ilginç olaylarından biri DEM Parti’nin X hesabından yaptığı “Rojava Devrimi” yıldönümü mesajını “19 Temmuz 2012’de Esad diktatörlüğüne karşı Kobani’den başlayan” cümlesine gelen tepkiler üzerine silmesiydi. Ama tepkilerdeki daha büyük cehalet şuydu; 2012 tarihindeki Rojava’nın ilanının yıldönümü için yapılan bir açıklamada 2013 Nisan’ında kurulan IŞİD’in kınanmasını bekliyorlardı. Suriyeli Kürtler ve Türkiye’deki DEM çevresi; Suriye’deki bütün sünni Arapları IŞİD’çi, çete gibi görerek, Esad’a diktatör denmesinden bile rahatsız bir marjinalliğin peşine takılarak Suriye’de somut bir sonuç alamaz.
- Advertisement -

İktidarın soğuk matematiği

AK Parti iktidarı uzun süredir empati yeteneğini kaybetti. Soğuk bir matematiksel iktidar hesabıyla meselelere bakıyor. Bu da attığı adımların toplumda karşılık bulmasını ve bir duygu yaratmasını engelliyor. Çözüm Süreci bunun son örneği oluyor. Zamanında bırakılmayan bir Demirtaş, aylar sonra bırakılacak bir Demirtaş’ın yapabileceklerini de sınırlıyor. Süreçte güvensizlik DEM Parti üzerindeki basıncı da artırıyor. Zamana yayılan her adım kutuplaştırılmış böylesine bir toplumda ve her an bir yerin patladığı bu bölgede değersizleşmeye mahkum.

En Son Çıkanlar