GÜNÜN YAZILARI

Bolluk devrinin sonunda öz-yeterliliği düşünmek

Küresel tedârik zincirleri kırılıyor. Gümrük savaşları başladı. Ve jeopolitik gerilimler aşılmaz çelişkileri işâretliyor. Her koyunun kendi bacağından asılacağı orta vâdeli manzarada bir kilit-kavram (ve dahi bir kilit-pratik) beliriyor: Öz-yeterlilik. Yeterliliğin ön-koşulu elbette “şuurlanma”. Yani önce dışarıda olan-bitenlere dair fert düzeyinde “içsel mesafe”nin tesisi şart. İkincisi, gitgide “çürümesi” beklenen “sosyal durum”un kaçınılmaz ve menfî etkilerinden “doğal durum”a meylederek sıyrılmaya çalışmanın gerekliliği. “Doğal durum”dan kastım karikatürleştirilen “mağaraya dönüş” olmasa da minimal, doğal ve dayanıklı yaşam tarzının benimsenmesi.

Ölmeyesen Sırrı ölmeyesen!

Herkesi sarıp sarmalayan samimiyeti ve sahiciliğinden ötürü siyaseten birbirlerinden çok farklı yerlerde duran insanlar bile bir noktada kendilerini Sırrı Abi ile bir gördüler, görebildiler. İdeolojileri, hayat tarzları ve dünyaya bakışları arasında dağlar kadar fark olanlar, onunla kendileri arasında ünsiyet kurdular, kurabildiler. O nedenle, bir Kardeş Türküler konserinde arkasında cümbüş çaldığı Dilber Ay’ın yürekten gelen “Ölmeyesen Sırrı ölmeyesen” deyişi, bu ülkenin insanlarının büyük bir kısmının ortak bir dileğine dönüştü.

Levent’te toplanan kongre…

Barış için kongrenin Kandil’de toplanması bekleniyordu. Barış sonrası Türkiye’nin nasıl bir yer olacağı son vazifesini yapmak için saf tutanların Levent’teki “kongre”sinde görüldü.

İrfanından nasiplenebilecek miyiz?

Sırrı Süreyya Önder gibi ‘biricik’leri tanımlamaya, onları öyle yapan şeyleri belirlemeye çalışmak ancak bir ölçüye kadar anlamlıdır, çünkü bir noktaya gelir duvara toslarsınız, karşınıza “benzer koşulların ürünü olan öbürleri neden öyle olmamış” sorusu çıkar, tıkanırsınız. ‘Biricik’lerin aynısından üretemeyiz fakat onlardan nasiplenebiliriz.
- Advertisement -

Bedenini barışa yatırdı

2023 sonunda tesadüfen fark ettiği pankreas kanserinin ağır tedavisinin ardından dinlenmesi, kendine ve vücuduna dönmesi gerekirken tam tersine, barış sürecinin ağır yükünü yüklendi. Göz göre göre “bedenini barışa yatırdı” Sırrı. Asaf Halet Çelebi’nin İbrahim şiirini okumaya sürem yetmeyince şöyle tamamlamıştı başkanlık kürsüsünden şiiri… “Ben ki zamansız bahçeleri kucakladım/ güzeller bende kaldı/ İbrahim/ gönlümü put sanıp kıranlar kim” ve eklemişti “dalları yeşermeyenlere gelsin”. Şimdi, onun eksik kalan son şiirini tamamlama, yarım kalan barış çabasını yeşertme borcumuzu ödeme zamanı.

En Son Çıkanlar