Yunus Emre Erdölen
Nereden nereye: ABD’de kürtaj yasağı
“Aldığımız karara halkın nasıl tepki göstereceğini bilseydik dahi, bugün verdiğimiz kararda en ufak bir değişiklik olmazdı. Biz sadece işimizi yapıyoruz ve kanunları uyguluyoruz…” Bu sözler Politico haber sitesinin dün (2 Mayıs) sızdırdığı, ABD Yüksek Mahkemesi’nin federal düzeyde kürtaj hakkını koruyan içtihadından geri döndüğünü ilan ettiği karar taslağında geçiyor.
Altılı masa seçimden önce ortak kabine açıklamalı mı?
Seçim öncesinde ortak bir anayasa önerisi, detaylı ekonomi ve sosyal reformlar ve ortak bir Cumhurbaşkanı adayı açıklayacak olan muhalefetin, Cumhurbaşkanı adayıyla birlikte ortak bir kabine de açıklaması önemli bir seçenek olarak altılı masada duruyor. Her ne kadar isimler üzerinden tartışmaların artma, belirli isimlerin hedef gösterilme riski yüksek olsa da detaylı ve uzun bir süreç sonucunda belirlenmiş makul, demokrat ve işinin ehli isimlerin seçilmesi durumunda muhalefete getirebileceği fayda çok.
PORTRE | Guantánamo kampı avukatlığından Yüksek Mahkeme yargıçlığına: Ketanji Brown Jackson
ABD Devlet Başkanı Biden’ın Yüksek Mahkeme yargıçlığına aday gösterdiği Jackson Demokratların yanı sıra üç Cumhuriyetçinin de ‘evet’ oyuyla Yüksek Mahkeme yargıcı seçildi. Böylece ABD tarihinde ilk kez siyah bir kadın ve terörist olduğu gerekçesiyle tutuklanan kişilerin savunmasını üstlenen bir kamu avukatı Yüksek Mahkeme yargıcı oldu.
Will Smith’ten ‘iptal’ tokadı
ABD bayrağı yakmanın dahi ifade özgürlüğü olduğunu söyleyen bir hukuk düzenine sahip Amerika hızlı bir şekilde sivil “Mccarthy” dönemine sürükleniyor. Smith’in tokadı da aslında bir iptal tokadıydı. Smith, şakayı duyduğu zaman bir sözle, şiddet veya baskı içermeyen bir cevapla karşılık vermeyi düşünmedi dahi. Onun için bu kabul edilemez, dile getirilemez bir sözdü. Sözün kamusal alanda söylenmesi, sarf edilmesi onun problemiydi. Bu nedenle sahneye çıktı ve Chris Rock’u bir nevi “iptal etti.”
New York’taki 7 milyar dolarlık Afgan Merkez Bankası rezervlerinin akıbeti
Afganistan Merkez Bankası’nın da yurtdışında 9 milyar dolarlık bir rezervi bulunuyor. Bu paranın önemli bir kısmının kaynağı Taliban öncesi Afganistan’a yapılan Batı finansal desteği ve insani yardımlar. 9 milyar dolardan 7 milyar dolar ABD’nin New York eyaletindeki Federal Rezerv Bankası’nda bulunuyor. Taliban’ın talebi net: 7 milyar doların kendilerine verilmesi. Fakat 7 milyar dolarlık Merkez Bankası rezervinin akıbeti Taliban’ın düşündüğü kadar net değil ve oldukça karmaşık bir hukuki sürecin parçası.
Kongre baskınından Belarus’ta mülteciliğe: Bir Trump’çının yolculuğu
Kongre baskınına katıldı, hakkındaki davadan kaçabilmek için Belarus’a sığındı. Formatı, “İnsanların siyasi görüşlerinden ötürü ağır hak ihlallerine maruz kaldığı ve serbest seçimlerin olmadığı Amerika”yı teşhir olan “Hoşçakal Amerika” programına katıldı. Program boyunca, meşru bir seçim sürecini engellemek için Kongre binasını bastığını değil, Trump’a oy verdiği için yargı süreçlerine maruz kaldığını anlattı. Böylece Belarus’ta mülteci olmaya hak kazandı.
Guantanamo Kampı avukatlığından Yüksek Mahkeme yargıçlığına: Ketanji Brown Jackson
Biden’ın aday gösterdiği Jackson seçilirse, ABD tarihinde ilk kez siyah bir kadın ve terörist olduğu gerekçesiyle tutuklanan kişilerin savunmasını üstlenen bir kamu avukatı Yüksek Mahkeme yargıcı olacak. Onay sürecinin en önemli aşaması ise Senato Hukuk Komisyonu’nun önünde gerçekleştirilen sorgu süreci. Bu süreç kapsamında Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörler Jackson’a kişiliği ve hukuki konulardaki duruşu hakkında çok detaylı sorular soruyor, seçilmesi durumunda nasıl davranabileceğini tartıyor. Bütün bu süreç şu anda ABD’de canlı olarak yayınlanıyor ve binlerce kişi sorguyu televizyondan veya YouTube üzerinden takip ediyor.
Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı: Rusya saldırılarını derhal durdurmalıdır
Ukrayna, Rusya’nın Donetsk ve Luhansk’ta soykırım yapıldığı iddialarıyla Ukrayna’ya girdiğini hatırlatıp, Uluslararası Adalet Divanı’ndan böyle bir soykırımın olup olmadığını araştırmasını, “soykırım yoktur” sonucuna varırsa Rusya’nın saldırılarına son vermesine hükmetmesini talep etti. Divan, Rusya’nın şaşırtıcı savunmasını geçersiz saydı ve saldırıların derhal durdurulmasına karar verdi.
Batı’ya rağmen Batı
Rusya’nın Ukrayna işgalini Türkiye’de yayınlanan ana akım televizyon programlarından takip eden ortalama bir izleyici, Ukrayna’da yaşananların en başından beri ABD tarafından planlandığına, Biden yönetiminin Rusya’ya müdahale etmek için zemin hazırladığına, Putin’in tuzağın içine çekildiğine, bir nevi “işgal etmek” zorunda kaldığına inanabilir. Bu çarpıklığın tek sebebi, suyu bulandıranların ve fail aklayanların kategorik ABD ve Batı karşıtı olması değil. Bu kişilerin önemli bir kısmı Irak işgalinden sonra ABD’nin yaşadığı dönüşümü, göreceli güç kaybını ve geleneksel kodlarından dönme sürecini görmüyor, belki farkında bile değiller.
Putin’le helalleşenlere sosyalist Bernie Sanders şoku
ABD’lilere yıllardır sosyalizmi anlatan Bernie Sanders, Türkiye’de “ya hep ya hiç” demeyen herkese işbirlikçi diyenlerin, her gri alanı “kutsal mücadelenin önündeki engel” olarak görenlerin nasıl “amasız, fakatsız” Rusya’yı kınayamadıklarını, toplumsal uzlaşı ve birliktelik için ortaya atılan helalleşme söylemine karşı çıkarken nasıl kendilerini Putin ile helalleşirken bulduklarını görünce pek de şaşırmazdı.
Münih’te “kaderleri belki de aynı” üç belediye başkanı
1963’den bu yana düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nın bu yılki panellerden biri “Şehirlerin Rolü: Demokratik Oyun Kurucular?”dı. Panelin konuşmacıları ise Batı tarafından giderek otoriterleşen NATO ittifakı ülkeleri olarak adlandırılan Polonya, Macaristan ve Türkiye’nin en büyük şehirlerinin muhalif partilere mensup belediye başkanlarıydı. Varşova Belediye Başkanı Trzaskowski, 2020 başkanlık seçimlerinde aday oldu ve 2 puanlık farkla seçimi popülist Duda’ya karşı kaybetti. Orban’ın partisinden Budapeşte Belediyesi’ni alan Karacsony ise 2022 Macaristan Genel seçimleri için kurulan muhalefet ittifakının başbakan adaylığı için yapılan önseçiminde merkez bir adayı desteklemek için adaylıktan çekilmişti. Panelin üçüncü konuşmacısı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ydu. İmamoğlu, “kaderlerinin belki de aynı olduğunu” söyleyerek sözlerine başladı.
Yemen’den Güney Kore’ye bir çiçeğin yolculuğu
Yemenli Mohammed Amen ve Güney Koreli Ha Min-Kyung, Güney Kore’nin Jefu adasında yaşayan evli bir çift. Ülkenin en önemli turizm bölgelerinden biri olan Jefu adasındaki tek Arap lokantasını işletiyorlar. Lokanta adadaki Yemenlilerin uğrak noktası. Mohammed Amen, Yemen iç savaşından kaçıp Jefu’ya sığınan 500 Yemenli mülteciden biri. Mohammed ve diğer Yemenlilerin okyanusu aşıp Jefu’ya sığınma hikayesi ise her mültecinin yolcuğu gibi uzun ve hüzünlü.
McCarthy’nin dirilişi: Yasaklanan ve yakılan kitaplar
Holokost’u anlatan Pulitzer ödüllü çizgi roman “Maus” çıplak kadın resimleri nedeniyle müfredattan çıkarıldı… Siyasetçiler Mark Twain’in ünlü Huckleberry Finn romanını müfredattan kaldırılmak amacıyla bir yasa önerisi sundu… Irkçılığı sert bir şekilde eleştiren “Bülbülü Öldürmek” kitabı, içindeki karakterlerin ırkçı ifadeleri nedeniyle zorunlu kitaplar listesinden çıkarıldı… Dokuz eyaletteki kamu okullarında sistematik ırkçılık hakkında eğitim verilmesi yasa ile yasaklandı… Harry Potter kitapları, cadılığı özendirdiği gerekçesiyle bir papaz eşliğinde kamera eşliğinde yakıldı… Burası ABD; McCarthy dönemini hatırlatacak kadar ürpertici kitap yasakları, sistematik sansürler ABD’yi etkisi altına aldı.
Joe Biden, Michelle Obama’yı Yüksek Mahkeme’ye atar mı?
ABD Yüksek Mahkemesi’nin 83 yaşındaki yargıcı Stephen Breyer emekli olacağını açıklayınca herkesin aklına Biden’ın 2020 seçimlerindeki, fırsat olursa Yüksek Mahkeme’ye siyah bir kadını atayacağına dair sözü geldi. Akıllara gelen ilk isim Yale Hukuk mezunu, eski First Lady Michelle Obama. ABD’deki sosyal medya kullanıcıları Michelle Obama’nın aday gösterilmesi için şimdiden bir kampanya başlattı ama Biden’ın yargıçlık tecrübesi olmayan Obama’yı aday göstermesi düşük bir olasılık.
Manhattan Bölge Savcılığı karar verdi: Geyik başı rhyton Türkiye’ye dönüyor
M.Ö. 400’lere dayanan 3.5 milyon dolar değerindeki tören kasesi “Geyik Başı Rhyton” yıllar sonra Türkiye’ye geri dönüyor. Milas’taki bir yağma sonucu Türkiye’den kaçırılan bu nadide eser, 21 Ocak 2022 tarihinde, Türkiye’den çalınan toplam 4.6 milyon dolar değerindeki 28 tarihi eserle birlikte Manhattan Bölge Başsavcılığı tarafından Türkiye’ye iade edildi. İade için Türkiye New York Başkonsolosluğu’nun bulunduğu Türkevi’nde özel bir tören düzenlendi.
ABD’yi bekleyen kaos: 2024 seçimleri
Trump anketlere göre seçmen desteğini artırmaya devam ediyor. 2024 seçimlerinin, 2020 seçimleri gibi ‘başa baş’ geçmesi büyük bir olasılık. Trump, Biden’in kendisinden daha fazla oy alması durumunda 2020 seçimlerinde olduğu gibi seçim sonuçlarının hileli olduğunu iddia etmeyi ve seçim sonuçlarını kendi lehine döndürmeyi planlıyor, bunun için çok sistematik bir planı devreye soktu bile. Peki bu plan hangi adımlardan oluşuyor?
Biden’in Demokrasi Zirvesi: Çelişkiler ve ulaşılamayan hedefler
Rusya’nın Ukrayna’yı, Çin’in Tayvan’ı işgal etme hazırlığı içerisinde olduğu konuşulurken düzenlenen, hem demokrasi hem stratejik ittifaklar açısından çeşitli çelişkiler barındıran, Türkiye’deki herhangi bir alternatif medya kanalındaki bir programdan daha az izlenen Demokrasi Zirvesi, Biden yönetimine yaşadığı sıkıntılı günleri aşmak, eleştirileri geride bırakmak için umduğu fırsatı sağlamadı.
Biden’in Demokrasi Zirvesi’nde kimler konuşacak?
Bugün başlayan Biden’ın sanal Demokrasi Zirvesi Youtube’dan canlı yayımlanacak. Zirvede, davetli olmayan Çin, Rusya, Belarus, Mısır ve Venezuela gibi ülkelerden gazeteciler, muhalif siyasetçiler, aktivistler de konuşacak. Bu isimler arasında kardeşi Çin’in toplama kamplarında tutsak edilen Uygur aktivist Rayhan Asat; 2021 Nobel Barış ödülü sahipleri Filipinli gazeteci Maria Ressa ile Rus Novaya Gazeta gazetesinin baş editörü Dmitri Muratov; Belarus’ta eski başkan adayı Sviatlana Tsikhanouskaya ve Venezuelalı muhalif lider Juan Guadio da var. Zirvede resmen davet edilmeyen Türkiye’den herhangi bir isim yok.
Trump’ın yeni medya şirketi ocakta faaliyetlerine başlıyor!
ABD eski başkanı Donald J. Trump, Trump Medya ve Teknoloji Grubu adındaki yeni medya şirketi için hazırlıklarını sürdürüyor. Trump’ın yeni medya şirketinin bünyesinde, içeriklerin nefret söylemi, yalan haber gibi gerekçelerle sansürlenmediği Truth Social adında bir sosyal medya uygulaması, muhafazakar ve milliyetçi yayınların yapıldığı Netflix benzeri bir içerik platformu yer alacak. Trump’ın kendi Twitter ve Netflix’i üzerinden yoğun bir propaganda yapması ve özellikle desteklediği Trumpçı gazetecilere, siyasetçilere yer açarak yandaşlarının görünürlüğünü arttırması bekleniyor.
ÖZEL HABER | Türkiye, İsrail ve Yunanistan büyükelçileri birlikte Hanuka mumu yaktı
New York’ta düzenlenen Sefarad Galasında İsrail, Türkiye ve Yunanistan’ın ABD Büyükelçileri Hanuka'nın 8. mumunu birlikte yaktı. Yunanistan Büyükelçiliği, o anın fotoğrafını Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Murat Mercan’ı fotoğraftan keserek paylaştı
İYİ Parti New York’ta: Akşener’in yeni ekonomi kurmayı iddialı geliyor
İYİ Parti’nin New York ziyaretinde Akşener’in yeni ekonomi danışmanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz ile tanıştım. ABD’nin en prestijli okullarından biri olan Pennsylvania Üniversitesi Wharton School’da öğretim üyesi olan 52 yaşındaki Yılmaz, çok açık sözlü ve etkili bir hatip. Kendisine ABD ve Türkiye’deki ekonomistlerden bir ekip kuran Yılmaz, medyada görünmeye başladıkça adından sık sık bahsettirecektir.
Dr. Mehmet Öz Türk olduğunu dile getirmiyor, ABD’li Ermeniler hatırlatıyor
2022 ABD seçimlerinin senatör adayı Dr. Mehmet Öz Türk kimliğini ve Türkiye geçmişini açıkça belirtmemeyi tercih ediyor. Aday olmadan önce Türk kimliğini sık sık vurgulayan, özellikle pandemi döneminde ‘Türk usulü el yıkama’yı ABD halkına gösteren isim olarak öne çıkan Dr. Öz’ün kampanyasının internet sitesinde bu konuda hiçbir bilgi yer almıyor. Tanıtım videosunda ailesinin göçmen olduğu vurgulanıyor ama nereden göç ettiği belirtilmiyor. ABD’li Ermenilerin Öz aleyhine başlattığı kampanya ise tam tersine onun Türklüğünün hatırlatılması temeline dayanıyor.
Türkiye Demokrasi Zirvesi’nin resmi listesinde de yok
ABD Dışişleri Bakanlığı, 9-10 Aralık 2021 tarihlerinde gerçekleşecek olan Demokrasi Zirvesi’nin resmi davet listesini yayımladı. Türkiye davetli ülkeler arasında yer almıyor. Türkiye, listede yer almayan iki NATO üyesinden biri; öbür ülke Macaristan.
Bir davanın portresi: Kyle Rittenhouse
Black Lives Matter gösterisine katılan iki beyaz göstericiyi vurarak öldüren 17 yaşındaki Kyle Rittenhouse dün (19 Kasım) yargılandığı mahkemede beraat etti. Jüriye göre sanık silahını meşru müdafaa için ateşlemişti. ABD’de meşru müdafaa kriterleri hayli muğlak. O nedenle Rittenhouse yargılamasının sonucunda verilen kararın hukuka uygunluğunu Türkiye’den bakarak değerlendirmek doğru olmaz. Fakat yorum yapabiliriz: ABD’deki kutuplaşma yargıyı da ele geçirmiş durumda.
ÖZEL HABER | Biden’in Demokrasi Zirvesi’ne belediye başkanları da davet edilebilir
Atlantic Council düşünce kuruluşunun sitesinde Daniel Fried ve Rose Jackson imzasıyla yayımlanan 9 Kasım 2021 tarihli “How to get Biden’s democracy right” başlıklı makaleye göre, Biden yönetimi 9-11 Aralık 2021’de düzenlenecek olan Demokrasi Zirvesi’ne farklı ülkelerden belediye başkanlarıyla yerel yöneticileri de çağırmayı düşünüyor. Serbestiyet’e konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun, kendilerine resmi bir davetin ulaşmadığını belirtti.
Helalleşerek kazananlar: Joe Biden
Dünyada helalleşerek seçim kazanan isimlerin başında Joe Biden geliyor. Biden, 90’lı yıllarda eşcinsel çiftlerin evlilik hakkına karşı çıkmış bir senatördü; 2012’de katıldığı bir televizyon yayınında bu fikrini değiştirdiğini açıklayarak ABD’de eşcinsel evliliğin önünü açtı. 70’li yıllarda siyah öğrencilerin beyazların çoğunlukta olduğu okullara servisle taşınmasına karşı çıktı; başkan adaylığı sırasındaki rakiplerinden Kamala Harris’in Biden’ın 70’lerdeki ırkçı tutumunu hatırlatarak dile getirdiği eleştirilerden sonra özür diledi, yetmedi Harris’i başkan yardımcısı adayı olarak seçti.
Biden’i yenen Harvardlı: Glenn Youngkin
2021 Virginia valilik seçimlerine kadar aktif siyasetin içinde yer almayan Youngkin, iş hayatı boyunca Romney, Bush gibi Cumhuriyetçi isimlere yoğun miktarda bağış yaparak Cumhuriyetçi Parti’nin üst düzey kadrolarıyla iletişimini her zaman güçlü tuttu. Temmuz 2020’de emekliye ayrılacağını açıkladıktan kısa bir süre sonra 2021 Virginia valilik seçimlerinde Cumhuriyetçi aday adayı olduğunu ilan etti ve Mayıs 2021’deki önseçimleri kazanarak partisinin vali adayı seçildi.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem 101: Cumhurbaşkanlığı
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerilerini kamuoyu ile paylaşan DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve İYİ Parti’nin sistem önerilerini çeşitli konu başlıklarıyla incelediğim yazı dizimin ilkinde, genel olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem kavramından bahsetmiş, partilerin bu kavramı nasıl ele aldığı konusunda bir karşılaştırma sunmuştum. Yazı dizimin ikinci kısmında ise, cumhurbaşkanlığı makamı hakkında partilerin önerilerini karşılaştırmalı bir şekilde aktarmaya çalışacağım.
Linet’in Eurovision macerası: Araftaki sanatçı
Bir söyleşisinde hayallerinden birinin barışın sağlandığı bir düzlemde İsrail-Filistin sınırında konser vermek olduğunu söyleyen Linet’in hem Türkiye hem İsrail’de maruz kaldığı tepkiler, bize zorunlu ikilikleri kıran, siyah ve beyazı reddeden bir melezliğin ne kadar zor ve ne kadar elzem olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu melezlik hem antisemitizme hem de Filistinlilerin maruz kaldığı zulme karşı çıkabilme kapasitemiz.
Trump’ı geride bırakamayan (unutamayan) Demokratların kaçınılmaz çaresizliği
Demokratların eski bir sevgili hakkında konuşmaya devam eden, hayatını bu nefret ve takıntıya göre kurgulayan ve bu nedenle yeni biriyle ilişki kurma şansını da kaçınılmaz olarak ıskalayan biri gibi Trump’ı gündeme taşımaya devam etmesi, koordinasyon ve hazırlık eksikliğinin getirdiği yönetim sorunlarının üstünü örtmeye yetmedi. 2024 başkanlık seçiminin “ilk raundu” Virginia seçimleri yenilgisi böyle geldi.