Meclis açılış resepsiyonunda HÜDA PAR lideri Zekeriya Yapıcıoğlu, Serbestiyet’e konıştu: “Kimsenin ‘Bayrağımızı, İstiklal Marşı’nı, başkenti değiştirelim’ dediği yok. En büyük cumhuriyetçi benim. Biz, ‘Gelecek nesillerin iradesine ipotek koyma hakkımız yoktur’ diyoruz. Söylediğimiz çok basit ama CHP bir cambaza bak oyunu oynuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis açılışında konuşurken: “Hatay Yayladağ’daki Suriye sınırından Lübnan sınırı 170 km. Türkiye, Lübnan'a arabayla sadece 2,5 saat uzaklıkta. Antakya ile Gazze arası Ankara ile Aydın arası kadar.” dedi. Tabii ki bunları bu bataklığa girmemiz, taraf olmamız gerektiği gibi dış politika tezlerine bir cevap olarak söyledi. Ve Milli Görüşçülükten kalma Arz-ı Mevud meselesinde olmasa da bu konuda çok haklıydı.19. yüzyılın sonlarında Beyrut’ta sevdiğine verilmeyen kızlar, İstanbul’daki padişahtan yardım istiyorlardı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Meclis açılışında DEM Parti eş genel başkanları ile tokalaşıp sohbet etti, tokalaşmayı soran gazetecilere “Yeni bir döneme giriyoruz, Dünyada barışı isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım.” Bahçeli’nin açıklamaları için DEM’den sıcak mesajlar geldi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan: "Herkes şaşırmış olabilir ama olması gereken tablo bu.” DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit: "Bahçeli'nin sözleri önemli ve anlamlı ama devamının gelmesi, pratiğe dönüşmesi de söz kadar önemli."
Arkadaşım Halil Ergün, uzun bir aradan sonra ‘Dedemin Gözyaşları’ isimli bir filmle seyircinin karşısında. Halil, dizide geleneksel değerlere saygılı olmakla birlikte, bu değerlerin esiri olmayan bir aile reisini; pek yakışıklı bembeyaz saçlı karizmatik bir dedeyi canlandırıyor. Pandemi sırasında aldığı kiloları verdiği için keyfi de pek yerinde. Morali her zamankinden daha iyi.
Müyesser Yıldız’ın naklettiği bilgilere göre, 2024 mezunu teğmenler, tıpkı 2023 mezunu teğmenler gibi, 29 Ağustos 2024 gecesi bir “devre gecesi” yapmak istiyorlar. Tören alanında değil, kendi öğrenim gördükleri tabur binasının iç bahçesinde. Gece. Kendi aralarında. Ancak komutanları bir önceki yıl yapılan bu etkinliğin yapılmasına bu kez izin vermiyorlar. “Teğmen heyecanı” bu aşamada şöyle düşünmüş olmalı: “Bize eğer bunu da yaptırmıyorsanız, biz yapacağımızı biliriz.” Bende oluşan son kanaat, bu olayda siyasal ve ideolojik bir tavrın olmadığı, bu olayda belirleyici olan şeyin bir tür “teğmenlik gururu” olduğu. Başkomutanlık makamının temsilcisi Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğu genç ve heyecanlı teğmenlerde değil, tecrübe sahibi kişi ve makamlarda aramasını umuyorum.