Öcalan’la o konuşmayı yaptığımızda ikimiz de 40’lı yaşların başındaydık. MHP’nin böyle bir çıkış yapabileceği aklımızdan bile geçmezdi. Söyleşiyi yaptığımız geceyi Bar Elias’taki apartman dairesinde geçirdim. Bir genç grubu da bizim söyleşiyi izliyordu. Farklı gerekçelerle dağa çıkmışlardı. Ortalama 6 ay ömürleri oluyordu. Bunu bile bile örgüte katılıyorlardı. Bu sorunun barışçı çözümünün Türkiye’yi başka bir aşamaya taşıyacağını o zamandan beri düşünüyorum.
Öcalan, 2013’den beri PKK'nın silahı bırakıp siyasi alana geçmesi için net mesajlar veriyor. Ama örgütü onu 2015'de Suriye kazanımları yüzünden dinlemedi. Ama şimdi artık Suriye’de de silahın miadı doluyor. Silahlı örgütlere Suriye’de de yer yok. Şimdi Türkiye’de çoktan bitmiş bir meselenin Suriye’de de sonuna geldik. 50 yıllık bir silahlı isyanın son yılı 2025 olabilir.
Kılıçlı yemin ettikleri için ihraç istemiyle YDK’ya sevk edilen teğmenlerden İzzet Talip Akarsu’nun sınıf okulunda yaptığı savunma ortaya çıktı: “Kara Harp Okulunda özellikle Atatürk ile özdeşleşmiş marşların (İzmir Marşı, Biz Atatürk Gençleriyiz Marşı, 10. Yıl Marşı) ve yürüyüş kararlarının (En büyük Türk Atatürk, Sarı Saçlı Mavi Gözlü) yasaklanması bizi derinden üzen ve hayal kırıklığına uğratan olayların başında gelmektedir.”
Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, süreç “belli bir olgunluğa ulaşana kadar” açıklama yapmama kararı aldı: “Sürecin hassasiyeti nedeniyle, belli bir olgunluğa ulaşana kadar basına bilgilendirme yapamayacağız. Bu karar bir şeyleri saklamak anlamına gelmiyor; aksine yürüteceğimiz görüşmelere saygının bir gereği. Ancak tek bir cümle kurmak gerekirse, önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Yeni senede heyet olarak kapsamlı bir açıklama yapacağız.”
1993 Turgut Özal döneminden bu yana, yani 31 yıldır çeşitli adlarla sürdürülen çözüm, diyalog ve müzakere süreçleri kimi zaman Türkiye içi güç odakların kavgası nedeni ile 1993-1996 gibi, kimi zaman Askeri vesayetin güç körlüğü nedeniyle 1999-2004 yılları gibi
kimi zaman iktidarın güçsüzlüğu nedeniyle 2006-2012 yılları gibi, kimi zaman PKK'nin dışarda elde ettiği mevzileri barıştan daha kıymetli gördüğü 2013-2016 yılları gibi
kimi zaman iktidarın demokrasi ve barışa ihtiyaç hissetmediği 2016-2024 yılları gibi
heba edildi ve yine sil baştan bir dejavu durumuna döndük. Yine bölgesel ve uluslararası durum bir zorunluluğu dayatıyor. Ve bu dayatmada PKK’nin silahla varlığını Türkiye de sürdürmesi imkansız hale geliyor.