28 Aralık’ta İmralı’da Öcalan’a ilk ziyareti yapan DEM Partili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in önümüzdeki hafta sonuna doğru ikinci kez İmralı’ya gitmesi bekleniyor. 10 Ocak cuma günü için “kritik tarih” değerlendirmesinin yapıldığı iktidar kulislerinde sağlık durumunun elvermesi durumunda heyete Ahmet Türk’ün de katılabileceği söyleniyor. Heyet İmralı’ya gitmeden hem siyasi parti liderleriyle hem de Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu isimlerle görüşmelerini tamamlamış ve kamuoyuna bir rapor açıklamış olacak.
100 yaşındaki ABD eski başkanı Jimmy Carter, Trump’ın ikinci kez ABD başkanı olacağı 2025’i karşılamayı reddetti ve 29 Aralık 2024 günü vefat etti. Oldukça başarısız dört senecik kısa bir başkanlık tecrübesini hayır işleriyle dolu ve Nobel Barış Ödüllü bir emeklilik hayatıyla unutturan Carter’in bugün arkasından ağlayanı, yas tutanı çok. Fakat Jimmy Carter, 2006 yılında İsrail’e “Apartheid” dediği ve Filistin’in işgalini eleştirdiği için kendi partisi tarafından dahi yalnız bırakılmış, ana akım medyada çok ağır bir karalama kampanyasına maruz kalmıştı.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer: “830 milyon lira olan sosyal destek bütçemizi bu yıl 1,5 milyar liraya çıkardık. Bugünleri görüp tahmin ettiğimiz için bu çalışmaları yaptık. Eğitimde açık bıraktığı alanları dolduruyor, emeklilerin sorunlarıyla belediyeler ilgileniyor. Yaş almış yurttaşların ihtiyaçlarında belediyeler devreye giriyor. Açlık sınırının altında yaşayan yurttaşların imdadına belediyeler yetişiyor. Her alanda belediyeleri görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu daha da artış gösterecek.”
Şaşırtıcı biçimde 61 yıllık Baas yönteminin çökmesinde harici faktörün belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz. Harici faktörden kastım Rusya, İran ve Esed’in beklenmedik tutum değişikliğiydi. Bu hafta söz konusu iki ülkenin tutum değişikliğini anlamaya çalışacağız.
Suriye’de 61 yıllık bir rejim on günde yıkılmış ve Devlet’in Kürt meselesinde katı refleksi en yüksek perdeden terk edilmiş, ABD’de Trump döneminin başlamasına sayılı gün kalmışken karamsar aydınlarımız bu süreci basit bir iç politika hamlesi olarak değerlendiriyorlar. Kırılmayı kabullenemiyor ve büyük kırılmalar karşısında ancak çocukların sergilediği bir inkar stratejisine talim ediyorlar. Devrimci dönemler elbette her daim hayırla sonuçlanmaz. 2025’in Türkiye’sinde devrimci olan da bu sayısız ihtimallerin varlığıdır.
Mao’nun sözünü karamsar aydınlarımıza hatırlatmakta fayda var: “Gökkubenin altında tam bir keşmekeş var, vaziyet harika!”