Çocukluğumdan beri kulağıma çalınan o operet bugün de kulaklarımı çın çın çınlatıyor: “İki tane otomobil /Biri açık biri değil”… “Lüküs Hayat”ın 100 yıl önceki motorize tasviri. Bugün de güncel... Mâlum, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ayağını yerden kesen “lüküs” dönemi yeni sona erdi. Halefi garajdan çıkardığı kırmızı TOGG’la “geldi”. Herkeste bir heyecan… Bence asıl önemlisi yeni başkanın devir-teslim töreninde cübbesinin düğmelerini Erbaş’ın iliklemesine -ısrarla- izin vermemesi! Hani ilk düğmeyi yanlış iliklersen…
Dün ilginç bir olay yaşandı. ABD Başkanı Donald Trump Hamas’ın resmî açıklamasının tek bir kelimesine dokunmadan kendi hesabından paylaştı. Gazze barış planını hem Netanyahu’ya hem Hamas’a kabul ettiren Trump, kurnaz bir tüccar edasıyla önce Hamas’ın kısmı kabulünü “evet” kabul ederek bir nevi Netanyahu’yu tufaya getirdi, kimsenin kolay kolay masadan kalkamayacağı yeni bir müzakere başlattı. Barış planı her ne kadar ilk bakışta İsrail lehine gözükse de bölge ülkelerinin Katar saldırısı sonrası birlikteliğini sürdürmesi halinde tersine dönebilir. Uluslararası askeri bir gücün Gazze’ye girmesi gibi birçok başlık kritik bir bilek güreşi başlatacak. Bugüne kadar alternatif bir plan oluşturmayı, Katar saldırısına kadar birleşmeyi bile başaramayan Filistin destekçisi ülkelerin en büyük şansı ise Trumpçılar dahil olmak üzere Amerikan kamuoyunun İsrail aleyhine dönmesi. İsrail belki bugünü kazanıyor, ama geleceği kaybetti bile.
19 yıl sonra Kasım-2015’te Şeyh Raşid el Gannuşi’yi ziyaret etmek çok hoştu. Eğer toplum komünistleri istiyorsa –bizim temel hak ve özgürlüklerimize karışmaması kaydıyla- onların iktidarına razı olabileceklerini söylüyordu ki, bu önemliydi, çünkü Tunus’ta İslamcıların en radikal hasımları komünistlerdi. Bana gülerek söylediği şu cümle fikriyatını özetlemeye yeter: “-Siyasette zorlama yoktur (La ikrahe fi’s Siyase)!” Yani aslında “Din seçiminde zorlama yoktur (La ikrahe fi’d Din)” (2/Bakara, 256.)
ABD Başkanı Donald Trump, 29 Eylül 2025’te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da düzenlediği ortak basın toplantısında 20 maddelik “Gazze Barış Planı”nı kamuoyuna duyurdu. Trump’a göre bu planın kabul edilmesi halinde savaş derhal sona erecek, İsrail kademeli olarak Gazze’den çekilecek, tüm esirler en fazla 72 saat içinde serbest bırakılacak ve Hamas’ın dâhil olmadığı yeni bir yönetim süreci başlayacaktır.
Filistinlilere sormadan yapılan birçok eylem, İsrail’e fırsat yaratmaktan başka sonuç doğurmadı. Sumud Filosu’nda hangi ülkeden kaç gönüllü bulunuyor? Merak edip inceledim. Arap Dünyası’nda, filoya katılan Filistinlilerin arkasında duran bir ülke görmek pek mümkün değil. 450 civarında Sumud gönüllüsünün içinde şu Arap ülkelerinden katılım var: Tunus 28, Fas 7, Ürdün 3, Cezayir 17, Bahreyn 2, Pakistan 2. Bu arada Türkiye’nin 56 gönüllüyle ilk sırada olduğunu söyleyelim. Avrupalıların katılımı daha fazla. Sonuç olarak, devletlerin pozisyonu ile halkların tavrı, elbette birbirinden ayrışabiliyor.