Yazarlar

Bu seçim DEM Parti’nin son “demi” olabilir

DEM Parti Kürt meselesinin çözümünü Türkiye’deki iç siyasi dengelere kurban ediyor. Siyasette uzlaşmacı ve pragmatik davranmadığı için Kürtlere kaybettiriyor. CHP’nin Kürt seçmenin desteğiyle İstanbul seçimlerini kazanması AK Parti’yi iktidardan düşürmeyecektir. Ancak Kürt meselesinin 4-5 yıl daha geleceğe ertelenmesi bütün ülkeye kaybettirir. Seçimlerde yüksek bir oy alarak güçlü çıkan DEM Parti, demokratik siyasetteki yerini sağlamlaştırır. Aksi takdirde Kürt seçmen, DEM Parti’ye olan desteğini geri çeker ve son seçimlerde hızla kan kaybeden DEM Parti, giderek marjinalleşir. Kürt siyaseti makul ve demokratik bir zeminde Kürt dili, kimliği ve özgürlükler konusunda herhangi bir sonuca ulaşmayınca, bundan sonraki süreçte, Kürtler arasında aşırı milliyetçi ve ırkçı yapıların ortaya çıkma ihtimali yükselecektir.

AB ile yeni başlangıç mümkün mü?

AB Zirvesi’nde Türkiye ile ilişkiler hakkında bazı kararlar alınması beklenmekteydi. Borrell’in raporunda gümrük birliğinin derinleştirilmesi, vize kolaylığı gibi bir çok alanda adımlar atılması önerilmişti. Ancak yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın kazanımlar elde edeceği beklentisi özellikle Fransa’da ülkemizle ilişkilerin normalleşmekte olacağı ve tam üyelik kapısının aralanabileceği yolunda tepkilere yol açacağı endişesini uyandırdı. Dolayısıyla Fransa’nın Almanya’nın bu fikrine karşı çıktığı anlaşılmaktadır. Neticede Borrell raporu ele alınmadı. Rivayete göre konu Haziran ayındaki zirvede alınabilirmiş.

Dedim: “İstanbul, umudun var kalmaya devam etmesinin biricik imkânı…” Demedim: “Otoriterlikten çıkışın formülü İstanbul…”

Geçtiğimiz günlerde İstanbul seçimlerinin kazanılmasının seküler muhalefetin yerlerde sürünen umudunun var kalmaya devam etmesinin biricik imkânı olduğunu savunan iki yazı kaleme aldım. Fakat Gülçin Avşar bunu te’vil ederek benim İmamoğlu’nu ve İstanbul seçimini “otoriterlikten çıkışın formülü” olarak gördüğümü öne sürmüş. Oysa bu ikisi arasında dağlar kadar fark var. Avşar’dan başka goller de yiyorum: Muhalefet etmeyi “Erdoğan’ın hakkından gelebilecek kişi seviyesinde görmek” gibi, “Erdoğanizm’le yerleşmiş karizmatik liderliğin kurumsal olarak devam etmesini” onaylamak gibi…

Kesk û Sor û Zer: İnat, Umut, Futbol

Menfi yüzüyle futbol ayrımcılıkları körükleyebilir, çatışmaları derinleştirebilir, birlikte yaşamaya dair değerleri örseleyebilir. Ne yazık ki Amedspor hep bu menfi yüzünün acılarını çekti. Ancak futbolun çoğulcu ve kapsayıcı bir birlikte yaşam kültürüne dayanak olabilecek müspet yüzü de vardır. Eğer barışçıl bir anlam yüklenirse futbol, farklı kimliklerin bir arada yaşama iradelerini güçlendirebilir.
- Advertisement -

Boş tencere götürmüyor ve uzayda bir Türk

TOGG, İHA, SİHA, Kaan ve uzaydaki Türk, “ruhsuz dünyaya bir ruh, müşküldeki insana bir iç çekiş” oluyor. Bunlar asırlardır aşağılanmanın karşısında bir diklenme fırsatı. Onun için atılan her oy, ezilmişliğe vurulan sanal darbe oluyor… Geniş kitlenin bu tepkisini asla anlamadılar. Anlamadıkları için de yenilginin faturasını, seçmene kestiler. Hem de elit olamayanın elitist snobluğuyla…

En Son Çıkanlar