Onur Erkan

İfadeleri iddianamenin esas dayanağını teşkil eden Nuri Gökhan Bozkır kendi hikâyesini nasıl anlatıyor?

Nuri Gökhan Bozkır’ın Hablemitoğlu iddianamesine giren ifadeleri arasında Ukrayna’da firari olduğu dönem hakkında ilginç bölümler yer alıyor. Bozkır, 2020’de Ukrayna medyasına Türkiye birimlerinin bilgisi dahilinde Suriye’ye 49 kere silah sevkiyatı yaptığını anlatmıştı, daha sonra bunu iade talebinin reddedilmesi için ‘uydurduğunu’ söyledi. Bozkır, Emniyet ifadesinde Can Dündar, Sedat Peker ve Zekeriya Öz’ü yurtdışına kaçıran isim olarak bilinen Aytaç Ocaklı’’nın kendisini Türkiye aleyhinde kullanmak istediklerini öne sürdü. Bu iddiaların Bozkır’ın savcılık ifadesinde olmaması ise dikkat çekti.

ÖZEL RÖPORTAJ | “Urumçi’deki yangında ailen vefat etmiş dediler, iki gün boyunca inanmak istemedim”

Çin’deki kitlesel protestoları başlatan Urumçi’deki yangında annesini ve dört kardeşini kaybeden Muhammed Memetali: “İki gün boyunca Çin sosyal medyalarında bunun doğru olmadığını gösterecek bir şeyler bulmaya çalıştım. İki gün sonra annemin ve küçük kız kardeşimin cesetlerinin fotoğraflarını gördüm. Yedi senedir annemin sesini bile duyamıyordum. Üç yaşındaki küçük kardeşimi sosyal medya dışında hiç görememiştim. Günlerdir ‘iyi ki Müslümanmışız yoksa kendimi öldürürdüm’ diyorum. Buna katlanabilmek çok zor.”

Uygurlara “Zorla süpüreceğiz hepinizi” diyen polis, Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü çıktı: Soylu: “Tahkikat başladı”

Çin’deki protestolara destek için Çin İstanbul Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması için toplanan Uygurlara polis izin vermedi. Müdahale sırasında Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü Murat Çaykara’nın Uygurlara “Birazdan zorla süpüreceğiz hepinizi aşağıya. Gözaltına alıp sınırdışı edeceğiz sizi” diye bağırması sosyal medyada tepkilere neden oldu. Tepkiler üzerine açıklama yapan Soylu, Uygurlardan özür diledi: “Üzüntümüzü ve özrümüzü belirtiyor tahkikatın başladığını ifade etmek istiyoruz.”

Cinayette tetiği çekmekle suçlanan Mumcuoğlu: “2016-2021 arasında MİT’te çalıştım, Hablemitoğlu’nun adını 2017’de duydum”

Hablemitoğlu iddianamesinde tetiği çekmekle suçlanan eski ÖKK’cı Tarkan Mumcuoğlu iddianameye giren ifadelerinde MİT’te çalışması için kendisini eski ÖKK komutanı Zekai Aksakallı’nın yönlendirdiğini söyledi. Mumcuoğlu ayrıca Hablemitoğlu’nun adını ilk kez kendisinin suikasta karıştığının öne sürüldüğü ilk ifadenin tarihi olan 2017’de, yani MİT’te görev yaptığı dönemde duyduğunu öne sürdü. Suikastı organize etmekle suçlanan Levent Göktaş da Hablemitoğlu’nun adını öldürülmesinden yıllar sonra duyduğunu iddia etmişti.

ANALİZ | Hablemitoğlu suikastını ‘FETÖ’ azmettirdiyse, Enver Altaylı suikast parasını neden Siemens’ten aldığı komisyonla karşıladı?

Hablemitoğlu iddianamesinde suikastı kendileri aleyhindeki çalışmalarından rahatsız olan ‘FETÖ’nün azmettirdiği; suikastta yer alan kişilere dağıtılacak paranın da Enver Altaylı tarafından temin edildiği öne sürülüyor. İddianameye göre Altaylı Genelkurmay’ın 2003’te sonuçlanan bir ihalesinde Siemens lehine aracılık yapıp komisyon aldı ve bunun 30 bin dolarını “Mustafa Levent Göktaş Suç Örgütü” ile bağlantısını sağladığı Aydın Köstem’e gönderdi.

AK Parti kurucusu: “Hablemitoğlu, AK Parti’nin 2002 seçimleri öncesi kapatılmasını hedefleyen girişimi engelledi”

AK Parti kurucusu ve eski milletvekili Ramazan Toprak’ın Hablemitoğlu iddianamesindeki tanık ifadesinden: “Hablemitoğlu, AK Parti'ye Ergün Poyraz'ın Tayyip Bey hakkında hazırladığı kitap delil gösterilerek seçimden önce kapatma davası açılacağını, psikolojik savaşı kendisinin yönlendirdiğini ancak yanlışı gördüğünü, AK Parti Genel Merkezi’nin dinlendiğini ve konuşmalarımızda dikkatli olmamızı söyledi. Kitabın yayımlanmasını seçime kadar engelledi.”

Hablemitoğlu suikastı sanığı, Kurtlar Vadisi’nin senaryo ekibinde çıktı

Mahkeme, Hablemitoğlu cinayeti iddianamesini kabul etti. MİT tarafından Ukrayna’dan getirilen sanık Nuri Gökhan Bozkır iddianamedeki ifadesinde, suikastta tetiği çekmekle suçlanan Tarkan Mumcuoğlu’nun 2002 yılında Soner Yalçın’ın hazırladığı bir dizinin senaryosuna yardım ettiğini söylüyor. Soner Yalçın, 2003 Ocak ayında yayımlanmaya başlayan Kurtlar Vadisi’nin ilk senaryo ekibinin içindeydi.

“Göktaş, Hablemitoğlu’nu MİT müsteşarlığında kendisine rakip gördüğü için öldürmüş olabilir”

Hablemitoğlu cinayeti iddianamesine göre suikastın nedenlerinden biri de o tarihlerde MİT müsteşarlığına getirilmeyi bekleyen Levent Göktaş’ın, Hablemitoğlu’nu kendisine rakip görmesi olabilir. İddianamede muhtemel cinayet nedenleri arasında birinci sırada Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü tarihte henüz yayımlanmamış olan “Köstebek” kitabı gösteriliyor. Hablemitoğlu, “Köstebek” kitabında Emniyet’teki Gülenci örgütlenmeyi anlatmıştı.

Hablemitoğlu İddianamesi: “ÖKK subayları yaptı ama cinayet TSK’yla ilişkilendirilemez; fail Mustafa Levent Göktaş Suç Örgütü”

İddianameye göre Hablemitoğlu cinayetini, Levent Göktaş’ın ÖKK’ya bağlı MAK alay komutanı olduğu dönemde kurduğu ve altında görev yapan dört askerin ‘üyesi’ olduğu “Mustafa Levent Göktaş Suç Örgütü” işledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘FETÖ’nün azmettirdiğini söylediği “Mustafa Levent Göktaş Suç Örgütü” için şu vurguyu yaptı: “Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz. Şüpheliler TSK içerisinde bulundukları görevleri kötüye kullanarak konusu suç teşkil eden eylemler içerisine girmişlerdir.”

Dışişleri Bakanlığı neden yıllardır çalıştığı, 60 bin TL promosyon teklif eden İş Bankası’nı terk edip 45 bin TL veren Halkbank’a geçiyor?

Dışişleri Bakanlığı, personel maaş ödemesi ve diğer bankacılık işlemleri için yıllardır çalıştığı İş Bankası’nı terk edip Halkbank’la çalışmaya başlama kararı aldı. İddiaya göre üstelik karar İş Bankası’nın 60 bin, Halkbank’ın 45 bin TL’lik promosyon teklifine rağmen alındı. Bankacılık işlemleri, geçen ay personel ve idari işlerden sorumlu Dışişleri bakan yardımcılığına getirilen Yasin Ekrem Serim’in sorumluluk alanında. Yasin Ekrem Serim’in Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı olan babası Maksut Serim aynı zamanda Halkbank Yönetim Kurulu üyesi.

Sarallar suç örgütü iddianamesinde iki MHP’li yönetici

Sarallar örgütü iddianamesinde MHP MYK üyesi Şahin Gürz ve MHP Şişli İlçe Başkan Yardımcısı Aziz Zengin, Saralların tehdit ettiği eğlence mekânı sahibi bir aileye yardım eder gibi görünüp Sarallar lehine baskı oluşturmakla ve örgüt üyeliğiyle suçlanıyor. Şimdi tutuklu bir sanık, alıkonulan mekân sahibi için Şahin Gürz’ü arayarak “Başkanım arkadaşı aldık, senin mekânda misafir edeceğiz. Merak etme siyasi kariyerine sıkıntı” olmaz demiş.

Sarallar iddianamesinde “örgütün kamu bağlantısı”

Sarallar iddianamesinde “örgütün kamu bağlantısı” başlığı altında, sanıkların kamu kurumlarından nasıl bilgi aldıkları telefon tapeleriyle anlatılıyor. Örgüt yöneticiliğiyle suçlanan isimlerden biri tapuda çalışan bir memurdan üçüncü bir kişinin gayrimenkulleri hakkında bilgi alıyor… Bir başka tapede sanıklardan biri, polise verdiği 100 dolar karşılığında istediği kişilerin telefon sinyalleri üzerinden onların lokasyon bilgilerine ulaşabildiğini anlatıyor.

Sırp kokain mafyasının 2014’te Karadağ’da başlayan iç savaşının ikinci perdesi: İstanbul

Sırp kokain kaçakçısı Bojanic’in Sarıyer’deki villasında yakalanması ve bahçesinde ceset araması yapılmasının arka planı, Karadağ’ın Kotor kentinde 2014’te başlayan mafya hesaplaşmasına gidiyor. Adlarını Kotor’un iki semtinden alan; Bojanic’in de içinde bulunduğu Kavac ve Eylül’de İstanbul’da öldürülen Vukotic’in lideri olduğu Skaljari çeteleri, 2014 yılında büyük bir çatışmaya girişti. Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde kırkın üzerinde kişinin öldürüldüğü çatışmaların bir ayağı da İstanbul’da sürüyor.

ANALİZ | Soylu’nun Sarallar sessizliğinin arkasında ne var?

İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın Soylu’ya Sarallar soruşturması için “size her söylediğimizde sızıntı oluyor” dediği iddiası, kamuoyunda operasyonun başından itibaren oluşan şüpheleri arttırdı. Emniyet, iddiaları yalanladı. İddianamede “elebaşı” olarak suçlanan İlyas Saral’ın firarı “köstebek” şüphesini gündeme getirmişti. Saralların kanlı çatışmalara girdiği Sedat Şahin liderliğindeki grubun mensupları arasındaki telefon konuşmalarında Soylu ile İlyas Saral arasında yakın ilişkiler olduğunu ima eden ifadeler yer almıştı.

RÖPORTAJ | İYİ Parti milletvekili Subaşı: “Akşener, HDP’ye ‘iktidarın istediği gibi İmralı’nın vesayeti altına girmeyin’ mesajı verdi”

Akşener’in, AK Parti heyetinin HDP ziyaretini eleştirdiği konuşmasındaki “Bizi, Kürtleri temsile yetkili yegâne kişinin Öcalan olduğunu söyleyenlerle de Apo’nun emriyle mıntıka temizliği yapanlarla da karıştırmayın. Bizim için siyaset sivil aktörlerle yapılır” sözlerinin yer aldığı bölümü, İYİ Partili Hasan Subaşı’yla konuştuk. Subaşı: Kişisel kanaatim, genel başkanın sözleri HDP’ye ‘Türk ve Kürt halklarının haklarını serbest iradenizle savunun. Tahakküm altına girmeyin. O şekilde sivil siyasetin içinde olamazsınız’ gibi bir mesaj olarak algılanabilir.”

RÖPORTAJ | İbrahim Halil Yıldız: “Emine Şenyaşar hastaneye silahla geldi; bulgu olmayabilir, benim duyumum var”

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’la, ailesi ve yakınlarından 19 kişinin sanık olduğu, Suruç Devlet Hastanesi’nde Şenyaşar ailesi mensuplarının öldürüldüğü saldırı davası üzerine konuştuk: “Olaya PKK müdahil oldu, ağabeyimle ilgili 4 yıl sonra ifade verildi… Ağabeyimin ‘hepsini öldürdük’ dediği yalan… Görmediğim olaya kefil olmam, ağabeyime olurum… PKK hâkim, savcıyı tehdit ediyor, mahkeme PKK’nın baskısı altında... Fadıl Şenyaşar benim nazarımda terörist, kampta silahlı eğitim alan bir adam ama devlet tespit edememiş, o devletin sorunu… Fakıbaba dosyaya müdahale etti. HDP’ye 2009’un diyet borcunu ödüyor.”

Şam ziyareti üç ayda 4. kez ertelenen Perinçek pes etmiyor: “İki ay içinde Esad’ın davetlisi olarak gidiyoruz”

Perinçek’in “15 gün içinde Ethem Sancak’la birlikte Şam’a giderek Esad’la görüşeceğiz” açıklamasının üzerinden yaklaşık üç ay geçti. Görüşme Esad’ın ‘yoğun programı’ nedeniyle üç kez ertelendi, Pazartesi günü (7 Kasım) Perinçek dördüncü kez yeni tarih verdi: “Ethem arkadaşımızla önümüzdeki iki ay içinde, Kasım veya Aralık ayında Suriye’ye gidiyoruz, Sayın Beşar Esad’ın davetlisi olarak…” Perinçek 6 Eylül’deki Ulusal Kanal yayınında ziyareti “hükümet içindeki Amerikancılar”ın engellediğini öne sürmüştü.

ANALİZ | Bahçeli’nin yine hedefi Bekir Bozdağ mı olacak?

Bir MHP yöneticisinin, Bekir Bozdağ’ın başında olduğu AK Parti heyetinin HDP ziyareti hakkında “Salı’yı bekleyin” demesi, gözleri Devlet Bahçeli’nin bugün (8 Kasım) yapacağı Meclis grup toplantısına çevirdi. Bahçeli, 2018’de yine bir Salı toplantısında Bekir Bozdağ’a sert tepki göstermiş, “İttifak niyetimiz kalmamıştır” demişti. Erdoğan, önceki günkü konuşmasında ziyaretin kendi bilgisi dışında gerçekleştiği izlenimini verecek cümleler kurdu. Bu da 2015’teki, Erdoğan’ın sonradan “haberim yoktu” dediği Dolmabahçe mutabakatının açıklandığı AK Parti-HDP buluşmasını akla getiriyor.

ANALİZ | Fikirtepe’deki terör “bağlantısı”nda hâlâ yanıtlanamayan sorular

Kadıköy Fikirtepe’de üç kişinin hayatını kaybettiği patlamayla ilgili sorular cevapsız kaldı: Olay gecesi İstanbul Valiliği, patlamada hayatını kaybeden iki Özbekistan vatandaşının kimliğini tespit ederken, dairenin sahibi ve 2019’da tahliye edilmiş katliam hükümlüsü Mustafa Karahan’ın kimliğini nasıl tespit edemedi? Olay gecesi İstanbul Valiliği’nin “tespit edilemedi” açıklamasından beş dakika önce ‘Türk Savunma Teşkilatı’ adlı bir Twitter hesabı ‘TKP-ML üyesi M.K’ bilgisine nasıl erişti? Soylu, başsavcı İsmail Uçar’ı arayarak olayla ilgili ‘kendilerinden habersiz terör soruşturması başlatılması’ rahatsızlığını neden iletti?

Muhafazakâr insan hakları savunucuları: “Ş. K. Fincancı her dönemde doğru bildiğini söyleyen, işkenceye karşı mücadele eden cesur bir kişilik”

Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya: “Mavi Marmara’dan döndükten sonra Adli Tıp’a gittiğimizde, siyonist rejimin yaptıklarının kayda alınması çabalarına şahitlik ettim. Tutuklanması, yaratılan tahammülsüz iklimin bir örneği...” MAZLUMDER Genel Başkanı Kaya Kartal: “Kesinlik bile içermeyen bir değerlendirmenin karşılığı cezai soruşturma ve tutuklama olmamalı…” Av. Halim Yılmaz: “Her dönemde doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen, işkenceye karşı mücadele eden cesur bir kişilik. Tutuklanması hukuksuz.”

SORUŞTURMA | Şebnem Korur Fincancı, Uğur Mumcu’nun katillerine sahte rapor vererek yargıdan mı kaçırdı?

Uğur Mumcu’nun ağabeyi Ceyhan Mumcu, tutuklanan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy cinayetlerinin sanıkları hakkında “muayene etmeden adli tıp raporu vererek, azmettiricilerin ortaya çıkışını engellediğini” iddia etti. Ceyhan Mumcu’nun TRT Haber’e verdiği mülakat çok tartışıldı. Serbestiyet’e konuşan Umut davası sanıklarından Abdülhamit Çelik ve sanık avukatlarından Cüneyt Toraman Mumcu’yu yalanlıyor.

Uğur Demirok 6 Eylül’den beri kayıp… Azerbaycan Emniyeti: “Havalimanından Ankara yönünde ülkeyi terk etmiştir”

2016’dan beri Azerbaycan’da yaşayan Türkiye vatandaşı Uğur Demirok, 6 Eylül’de ortadan kayboldu. Azerbaycan Emniyeti Demirok’un 6 Eylül’de kendi adına alınmış bir uçak biletiyle Ankara’ya gittiği bilgisini verdi. HDP’li Gergerlioğlu, hakkında 2017’de “FETÖ yöneticiliği”nden soruşturma başlatılan ve yakalama kararı verilen Demirok için “Meclis genel kurulundan çağrı yapmama rağmen hiçbir yerden yanıt yok” dedi. Uğur Demirok’un Türkiye’de yaşayan ailesinin avukatı Bilal Kolbüken: “Ailede Türkiye istihbaratı tarafından kaçırıldığı kanaati var. Ailenin kanaati hatalı olabilir; ancak bir yurttaşın 55 gündür ‘bulunamaması’ devletin ihmalini ortaya koymaktadır.”

“Kurduğu futbol okulundaki antrenmandan eve geldi, çay içerken polisler gelip gözaltına aldı”

“FETÖ’nün futbol yapılanması” davasında aldıkları 6 yıl 3 ay hapis cezaları kesinleşen eski futbolcular Zafer Biryol ve Ersin Güreler’in cezaevine gönderilmeleri, medyada “firari FETÖ’cüler yakalandı” gibi başlıklarla sunuldu. Biryol’un avukatı İlker Batu Erdoğan: “Eşi ve çocuklarıyla oturduğu ikametgahında çay içerken alındı. 2019 Mayıs ayında tahliye olduktan sonra Zafer Biryol Futbol Okulu’nu kurdu. İnternet sitesi açık, antrenörleri ve iki yüzün üzerinde öğrencisi olan bir futbol okulu. Kendisi de orada öğrencileriyle antrenmanlara çıkıyordu. Hatta polisler eve gelmeden iki saat kadar önce de 18 yaş grubuyla birlikte antrenmandaydı.” Güreler’in avukatı Metin Karagöz: “Müvekkilim, cezası kesinleşince cezasının infazı için kolluk kuvvetlerince evinden alındı, firari bir durumu yoktu.”

PORTRE | Şebnem Korur Fincancı: Manisalı Gençler’e yapılan işkenceyi ifşa etti: Alemdaroğlu “devlet düşmanı” dedi; Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’na girdi

Gözaltına alınan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, adli tıp ve işkenceyle mücadele alanındaki çalışmalarıyla tanınıyor. BM’nin işkencenin tespitinde kılavuz olarak kabul ettiği İstanbul Protokolü’nü hazırlayanlardan ve eğitmenlerinden. 1990’lı yıllarda işkence suçlarının hüküm giydiği “Manisalı gençler”, “Baki Erdoğan” gibi davalarda işkenceyi tespit eden raporları hazırladı. 1996’da Bosna’da Savaş Suçları Mahkemesi adına otopsi çalışmalarına katıldı. 1999’da İstanbul Valisi Erol Çakır suç duyurusunda bulundu. 2004’te İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alındı. 2005’te PKK’ya silah bırakma çağrısı yapan bildirinin imzacılarındandı. 2008’de Ergenekon davasına müdahil olarak katıldı.

ANALİZ | Soylu, Fikirtepe’deki patlama için terör soruşturması başlatılmasından neden rahatsızlık duydu?

Soylu’nun Fikirtepe’deki patlamayla ilgili “terör soruşturması” başlatılması nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı’na “sert üsluplu” bir telefon açtığı gündeme gelmişti. Soylu, Fikirtepe patlamasının faili olan ve 12 Eylül’de TİKKO davasından 7 sene hapis yatan Mustafa Karahan’la ilgili “1980 öncesi aşırı sol örgütlerle bir irtibatının olduğu ama ondan sonra herhangi bir irtibatına rastlanmadığını” söylemişti. Ancak 1989’da kaçak yollardan gittiği İsviçre’nin emniyetindeki bilgilere göre Mustafa Karahan, 1990’lı yıllarda da TİKKO’nun Konferans kanadının Bern sorumlusuydu ve “örgütü finanse etmek” amacıyla uyuşturucu kaçakçılığında rol aldı. İsviçre emniyetinin verdiği bilgi ve deliller doğrultusunda Türkiye’de yargılanan Mustafa Karahan hakkında mahkeme 2014 yılında örgüt bağlantısı tespit edememişti. Patlama sonrasında da Türkiye’nin halen tespit edemediği bu “bağlantı”, İsviçre’de, terör kavramının uzağında tutulması tercih edilecek başka yerlere de mi bağlanmıştı?

RÖPORTAJ | Merdan Yanardağ: “Karartılmak istenen Tele 1’in ekranı değil, Türkiye”

Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ: “Hangi eğilim, hangi felsefi tercih, hangi siyasal seçime sahip olursa olsun bağımsız yayıncılıktan, halkın haber alma özgürlüğünden yana olan herkesin buna karşı koyması gerekir. Aslında karartılmak istenen Tele 1’in ekranı değil, Türkiye. O karanlıkta halkın iradesini çalmaya çalışacaklar. O karanlıkta sandık sonuçlarını değiştirmeye çalışacaklar. O karanlıkta siyasi bir sahtekârlık tezgâhlanacak.”

Halide Edib’in 62 yıllık kayıp romanı bulundu: Tefrikası 27 Mayıs darbesinden bir gün önce tamamlanmış

Halide Edib’in 62 yıllık kayıp romanı İstanbul’da Bir Yabancı, edebiyat araştırmacısı Erol Gökşen tarafından ortaya çıkartılarak yayımlandı. Akademik çevrelerde varlığı bilinen ancak bu tarihe kadar bulunamayan eser, 1960 yılında Büyük Gazete adlı bir dergide 12 bölüm halinde tefrika edilmiş. Tefrikanın son bölümü ise 26 Mayıs 1960’ta yani darbeden bir gün önce yayımlanmış. Romanla birlikte, Halide Edib’in tefrikasına başlanacak romanı için derginin ilk sayısına verdiği bir mülakat da ortaya çıktı. Halide Edib, bu mülakatta “Büyük Gazete için imkan hasıl olursa küçük hatıralar yazacağım. Bunlar daha ziyade Dr. Adnan’a ait olacak” diyor. Ancak derginin ileriki sayılarında bu anılar yayımlanmıyor. Bu durum dünya görüşü itibariyle 27 Mayıs darbecilerinin tam zıddında olan Halide Edib’in darbe ortamında anılarını yazmaktan vaz mı geçtiği veya yayımlanmasından çekince mi duyulduğu sorularını akla getiriyor.

ÖZEL HABER | Bern’den Fikirtepe’ye Mustafa Karahan: 12 Eylül sonrası TİKKO Bern sorumlusu, uyuşturucu kaçakçılığı, Safari Katliamı…

Fikirtepe’deki patlamanın hem faili hem de maktullerinden biri olan Mustafa Karahan, 12 Eylül öncesinde TİKKO örgütünün mensubuydu. 12 Eylül’de yedi sene hapis yattıktan sonra 1989’da kaçak yollardan İsviçre’ye gitti. TİKKO içindeki ayrışmada Konferans adını kullanan kanadın İsviçre’nin başkenti Bern’deki sorumlusu oldu. Sol örgütün, “faaliyetleri finanse etmek” gerekçesiyle giriştiği uyuşturucu kaçakçılığında rol aldı. 1998’de İsviçre’nin yakın geçmişinin en dehşet verici olaylarından biri olarak bilinen, üçü Türkiye vatandaşı dört kişinin katledildiği Safari Katliamı’nın tespit edilebilen ve hüküm giyen tek faili. 2012’de Türkiye’de yakalandı, 2019’da afla serbest kaldı. Kendisini ihbar ederek hapis yatmasına neden olan ağabeyinden intikam almak için evde tuttuğu patlayıcılar kendisiyle birlikte biri çocuk üç kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

ANALİZ | Soylu’nun muhalefetle açık, bazı iktidar aktörleriyle örtülü polemikleri

Son iki hafta içinde CHP’yle Mersin’deki polisevi saldırganının kimliği üzerinden sert polemiklere girişti. Diğer yandan polisevi saldırganlarının “Münbiç’ten Tarsus’a kadar paramotorlarla geldiği” açıklamasının sınırın ötesindeki güvenlikten sorumlu olan Akar ve Fidan’a gönderme olduğu yorumları yapıldı. Tokat’taki 30 Ağustos resepsiyonu krizi, Jandarma üzerinden Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ile bir statü yarışına girdiği değerlendirmelerine kapı araladı. Bu tartışmaların hemen öncesinde tüm kritik süreçlerdeki en önemli destekçisi olan Bahçeli’yle sorun yaşadığı gündeme geldi.

RÖPORTAJ | Doğan Bermek: “Cemevlerinin ibadethane olması yok, günlük fiziki sorunlarıyla sınırlı bir adım var”

Alevi Düşünce Ocağı Başkanı Doğan Bermek: “Farkında olmak, kabul etmek iyi ama ibadethane statüsünün ve eğitim sorunlarının bir an önce çözülmesi lazım… Bakanlığın idari sınırlarda mı kalacağı yoksa teolojiye de karışıp karışmayacağı çok önemli. Örneğin Mevlevihanede teolojiye de karışıyor. Oralarda Mevleviler ayin yapamıyorlar. Ayin yapmaları birçok izne tâbi. Ayin yapacakları zaman da kadın semazenlerin ayine katılmasına Kültür Bakanlığı izin vermiyor. Kültür Bakanlığı’nın ‘kadınlar cemevine giremez’ dediğini düşünsenize…”