DEM Parti’nin ve PKK’nın kayyım ve diğer operasyonlardan artık o kadar da etkilenmediği anlaşılıyor. Bu oksimoron hal kabul edilmiş gözüküyor. Zaten bu süreç Demirtaş ve pek çok siyasetçi hapisteyken başladı, Ankara saldırısına rağmen sürdü, Ahmet Türk’e kayyıma rağmen ilerledi. Bu saatten sonra da bu gelişmeler onu durduramayacak gibi duruyor. Bu bataklıkta gül yetişmeyeceğini söyleyenler haklı ama herkes artık bataklıkta nilüfer çiçeklerinin çiçeklendiğini görüyor.
Bahçeli’nin başlattığı ve Erdoğan’ın hemen sahiplenip desteklediği Kürt ‘açılımı’nın ciddi bir adım olduğu ve ciddiye alınması gerektiği açık. İktidarın anlam dünyasındaki meseleler ve değerler hiyerarşisini göz ardı edersek boş hayallere kapılmak mümkün. Öte yandan bu girişimi kategorik olarak reddetmenin de siyasi vebali fazla. Haklı olarak bu ‘açılımdan’ demokratik bir sonuç elde etmeyi çok istiyoruz. Ama aynı ‘açılımın’ farkında olunmazsa egemene olan bağımlılığın derinleşebileceğini de görmek lazım. Çare genelde muhalefetin ve aydınların gerçekçi olabilmesi ve farklı toplumsal kesimleri sabırla ‘açılım’ dinamiğinin içinde tutması.
Trump’un iktidara geri gelmesi, Ukrayna savaşının da öngörülebilir bir dönemde sona ermeyeceğinin anlaşılması AB’ni savunma alanında en azından yeni bir vizyon geliştirmeye itmiştir. Bu gidişle Avrupa’nın yeni güvenlik mimarisi Türkiye’siz inşa edilecek. Buna sevinecek olanlar hem ülkemizde, hem Yunanistan ve Kıbrıs’ta çok olacaktır. Ben onlardan biri değilim.
Suriye’de yeni bir devlet değil ama rejim kurmak hiç de kolay değil. Yeni bir anayasa yapılacak ve sonra seçimler… Büyük iç konulara ek olarak dış sorunlar da var. Görüleceği gibi, iç ve dış sorunlar çetrefilli. İşin içine Trump karışırsa içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkar !
Nüfus artışını teşvik eden politikalar aslında yeni değil, “on yılda onbeş milyon genç” üretmekle övündüğümüz yıllardan 1965’e kadar nüfus artışı ülkemizde desteklenmiş. Bugün sadece Türkiye’de değil birçok Avrupa ülkesinde de pronatalist politikalar izleniyor, aksi takdirde uzun vadeli konut kredilerine ve konforlu emeklilik sistemlerine dayalı ekonomik düzenlemeler tahmin edildiğinden daha kısa süre içinde çöküşe geçebilir. Pekiyi kısıtlı kaynakları olan bir gezegende sınırsız nüfus artışıyla ne kadar daha yaşayabiliriz? Hiçbir fikrim yok.