Henüz ölü sayısı 10 iken ilk haberlerde otelin adı “Kartalkaya’da bir otel”de diye saklandı. Halbuki 1978’de açılan Kartal Otel, (sonra 1998’de Grand Kartal) Kartalkaya’nın ilk oteli. 2019’da ölen kurucusu Mazhar Murtezaoğlu olmasaydı Kartalkaya diye bir yer olmazdı. Bolu’nun üç ünlü turizm markası Varan Tesisi, Koru Otel ve Kartaltepe onun eseri. O yüzden bu büyük felaket, bu ülkedeki ahbap çavuş ilişkilerinin, onun sonucu olan denetimsizliğin masaya yatırıldığı bir hesaplaşmaya dönmeyecek.
20 sene önce kamusal ölçekte dikkate alınmayacak türden fikirlerin ana-akımlaştığı ve progressive medyanın amiral gemisi New York Times’ın monarşi savunan aşırı sağcı ideolog Curtis Yarvin’le röportaj yaptığı bir dönemdeyiz. Belki de yakın bir gelecekte liberallerin ve solcuların eleştireceği türden milliyetçi, popülist ve her şeye rağmen anayasallık savunan bir geleneksel muhafazakarlığın yerini çok daha tehlikeli ve açıktan demokrasi karşıtlığı yapan bir sağ siyaset alacaktır.
Dünyanın en kuvvetli adamı… En zengin devletinin başkanı… En çok askeri olan ordunun komutanı… “Amerika’nın parasını kimseye yedirmem” diyen ABD milliyetçisi…
Dostları, düşmanları ne söyleyeceğini...
Galatasaray, direk hücum oyununa göre tasarlandığı için, top bir an önce orta sahadan üçüncü bölgeye aktarılıyor ve üçüncü bölgede rakip defansın dengesini bozmak için hücumcular genişleyerek, atağı savunulamaz hale getirmeye çalışıyor. Bir başına şapka çıkarılacak çok cesur bir plan bu; ama bu plan da defans hariç herkes ceza sahası çeperinde pozisyon alınca, sonlanmayan atak ya da kaptırılan her top çok kolayca GS kalesine kadar gelebiliyor.
Başladığımız yere dönüp, bozulmanın ilk adımını düzeltmezsek pestisit hayatımızda olmaya devam edecek maalesef. Topraklarımızı dinlendirmek zorundayız, oluşacak ekonomik boşluğu ise yeni tarım alanlarını çiftçilere tahsis ederek doldurabiliriz. Topraklarımızı ekolojiyle uyumlu yöntemlerle iyileştirmek mümkün. Hem bir iş kolu olacak hem çiftçiye destek kuvvet sağlayacak hayvan gübresi ve kompost üretimine yatırımların yapılması ve teşviklerin verilmesi gerekir. Topraklarımıza dışardan verdiğimiz azotu bitkilerle verebiliriz, nohut ve yonca üretimini teşvik edip toprağın iyileştirilmesinde kullanabiliriz.