Kültürel alanda hakim ideolojinin değişmesi ideoloji ile ilgili değil, sınıf ile (yani konfor çocuğu olmakla) ilgilidir. Bu konforun meyve vermesi en az bir kuşak alır. Başka bir ifadeyle, politik iktidar kara, kültürel iktidar deniz gibidir. Denizin ısınması da soğuması da yavaştır.
Trump ve Musk’ın devlet içinde jet hızıyla yürüttüğü “toplu işten çıkarma” harekatı, ABD’nin federal kurumlarında karmaşaya yol açıyor. Elon Musk’ın “DOGE” adlı ekibi öyle gözü kara şekilde ilerliyor ki bazen şok edici durumlar ortaya çıkıyor. Örneğin görevden alınan bazı memurların ABD’nin nükleer silah denetiminden sorumlu olduğu ortaya çıktı.
İkinci bölgede GS’ye baskı yapmayı göze alan her teknik adam, onlara çok zor anlar yaşatır. Doğrusu bu iki oyun açığını Palut’un oyun taktiği haline getireceğini düşünmüştüm. Hem yalnızlaşan oyuncuya baskı ve topu kapma ile birlikte dengesiz GS kalesine hızla inmek ya da ikinci bölgede çoklu adamla pres yapıp, yine kapılan toplarla tehlikeler yaratmak. Gördüğüm şey, Palut’un bunlarla ilgili olmadığıydı. O, GS’yi yenmekten çok dengelemekle meşguldu. Palut hiç kusura bakmasın, oynamak yerine karşılamayı amaç edinirsen, birbirinin kopyası iki Osimhen golüne mahkum olursun.
DEM Parti’nin ve PKK’nın kayyım ve diğer operasyonlardan artık o kadar da etkilenmediği anlaşılıyor. Bu oksimoron hal kabul edilmiş gözüküyor. Zaten bu süreç Demirtaş ve pek çok siyasetçi hapisteyken başladı, Ankara saldırısına rağmen sürdü, Ahmet Türk’e kayyıma rağmen ilerledi. Bu saatten sonra da bu gelişmeler onu durduramayacak gibi duruyor. Bu bataklıkta gül yetişmeyeceğini söyleyenler haklı ama herkes artık bataklıkta nilüfer çiçeklerinin çiçeklendiğini görüyor.
Bahçeli’nin başlattığı ve Erdoğan’ın hemen sahiplenip desteklediği Kürt ‘açılımı’nın ciddi bir adım olduğu ve ciddiye alınması gerektiği açık. İktidarın anlam dünyasındaki meseleler ve değerler hiyerarşisini göz ardı edersek boş hayallere kapılmak mümkün. Öte yandan bu girişimi kategorik olarak reddetmenin de siyasi vebali fazla. Haklı olarak bu ‘açılımdan’ demokratik bir sonuç elde etmeyi çok istiyoruz. Ama aynı ‘açılımın’ farkında olunmazsa egemene olan bağımlılığın derinleşebileceğini de görmek lazım. Çare genelde muhalefetin ve aydınların gerçekçi olabilmesi ve farklı toplumsal kesimleri sabırla ‘açılım’ dinamiğinin içinde tutması.