Anadolu, dışarıdan bakıldığında, apolitik bir meydan yeri gibidir; sadece çalışmaktan ve geçim endişesiyle yaşanan bir tabiat mücadelesinden ibarettir. Hayata bağlayan şey, küçük menfaatlerdir. Toplumsal ve siyasal olaylar, kimsenin içinde yer almadığı uzak birer tabiat hadisesi gibi görülmektedir. Siyasal otoriteyle tabiat hadiseleri arasında neredeyse bir fark yoktur. Güneşe nasıl ki karşı çıkılamazsa otoriteye de öylece karşı çıkmamak ve tam bir itaatle işine bakmak gündelik bir rutindir. Oysa, gerçek sahiden bu basitlikte midir? Yakup Kadri’nin Ergenekon’u halkımızı gerçekten tanımak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak.
Başörtüsü takıp “Ne yapsam yakışıyor” dediği eski tarihli videosunun tekrar gündem olmasının ardından, ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama’ suçlamasıyla gözaltına alınan sosyal medya fenomeni Murat Övüç, serbest bırakıldı.
Çocukluğumda her şey “resmen” kutlanıyordu galiba. Milli bayramlar zaten resmigeçitle, tankla, topla, akşama nispeten “sivil”i bile resmi törenle, adı üstünde “Fener Alayı”yla... O yıllarda henüz icat edilmeyen “Sevgililer Günü” bir yana, yıldönümleri de Resmi Evlilik Cüzdanı’yla resmen. Öyle ki annemle babamın alyansı bile “hususi” değil “resmi”. 27 Mayıs’ta TSK’ya bağışlamışlar, yerine üzerinde evlendikleri gün değil “27.5.1960” yazılı “teneke”den “devrim yüzüğü”nü takmışlar.
İlk Ferdi Tayfur İstanbullu, Batılı, modern elitlerin bir parçasıydı, komedi filmlerine yaptığı sesiyle şöhreti yakalamıştı. İkinci Ferdi Tayfur, Adanalı ve yoksuldu. Şehre sonradan gelenlerin, kahırlı aşkların sesi olarak şöhreti yakalamıştı. İlk Ferdi Tayfur elit kültürünün, ikinci Ferdi Tayfur halk kültürünün yıldızı oldular. İkisi de kültürdü, sanattı ve değerliydi. Bu basit gerçeği kabul etmek yıllar aldı.
28 Aralık’ta İmralı’da Öcalan’a ilk ziyareti yapan DEM Partili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in önümüzdeki hafta sonuna doğru ikinci kez İmralı’ya gitmesi bekleniyor. 10 Ocak cuma günü için “kritik tarih” değerlendirmesinin yapıldığı iktidar kulislerinde sağlık durumunun elvermesi durumunda heyete Ahmet Türk’ün de katılabileceği söyleniyor. Heyet İmralı’ya gitmeden hem siyasi parti liderleriyle hem de Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu isimlerle görüşmelerini tamamlamış ve kamuoyuna bir rapor açıklamış olacak.