Mücahit Bilici “Nasıl bir ülkede yaşamak istersiniz” sorusuna iç açıcı, ferahlatıcı, adil bir cevap vermiyor. Öfkesinin kime yönelik olduğunu ve kaynağını anlıyorum. Fakat bu dil, ne yazık ki, öfke duyduğu kitlenin dilinden pek de farklı değil.
İki gün önce yitirdiğimiz Mete Tunçay’la yolculuğumuz hiç bitmedi. Dünyanın dört bir yanında Ermeni, Kürt konferanslarının bir numaralı konuşmacısı çoğunlukla Mete olurdu. Öğrencisi ve meslektaşı Profesör Dr. Cemil Koçak’a sordum: “Resmi tarih tezlerine karşı etkili ve sistematik ilk eleştiriyi yapan Mete Hoca’dır. Onun açtığı yoldan yürüdük. Tek Parti kitabı onun tarihçiliğimize katkısıdır.12 Eylül askeri darbesinde üniversiteden uzaklaştırıldı. Buna rağmen bizi terk etmedi, uyarılarını, öğrettiklerini bizden esirgemedi.”
CHP’li belediyelere ve parti yönetimine yönelik yoğunlaşan yargı operasyonları, yalnızca siyasi bir hesaplaşma olarak değil, aynı zamanda toplumsal barış ve demokratikleşme çabalarını tehdit eden bir olguya döndü. CHP’ye yönelik bu operasyonlar, muhalif kesimlerde ırkçı bir dalgayı tetikleyerek barış sürecini riske atıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, genel olarak süreçle, özel olarak da Suriye’de SDG ile ilgili konularda son derece sert, buyurgan, üstenci ve had bildirici bir dille konuşuyor. Mevzu ne olursa olsun, sözü dönüp dolaştırıp Suriye’ye getiriyor ve SDG’ye gözdağı veriyor.
Erzurumspor’un akışkan ve disiplinli oyunu karşısında Amedspor’un plansız, detaysız ve doğaçlama futbolu, maçı bir an olsun kontrol altına alamadı. Erzurumspor, bu üstünlüğüne rağmen bir puana razı olurken, Amedspor’un aldığı bu puan, sahadaki oyundan çok taraftarın muhteşem enerjisine borçlu. Amedspor, savunma stratejisini yeniden inşa etmeden, oyunu kompakt bir çerçeveye oturtmadan ve hücumda organize bir plan geliştirmeden bu tür maçlarda tutunamaz.