Bu süreç her ne kadar Suriye’deki olağanüstü gelişmelerden ötürü başlayan bir süreç olmuş olsa da, sürecin herkesin kazanacağı bir evreye evrilmesini sağlayacak Türkiye’nin kendi Kürt meselesinde atacağı adım olacak. Sürecin Türkiye’de bir çözüm yoluna sokulması, Suriye’deki gelişmeleri de doğrudan etkileyecek bir atmosfer yaratacaktır.
"Biz kaybedersek Filistin kaybeder, Gazze kaybeder” söylemi içeren kampanyalarla seçimler, mevkiler kazananların, ‘Gazze kaybederken’den de öte, Gazze’nin kendisi tamamen yok olup giderken eylemsizliklerini ‘reelpolitik’ söylemiyle meşru ve mazur göstermeye ne kadar hakları var?
Avustralya için bu karar kişisel bir anlam taşıyor. Sidney ve Melbourne sokaklarında aylarca yürüyen on binlerce insanın sesi, sonunda hükümetin ağzından duyuldu. Bu yalnızca dış politikanın değişmesi değil; Avustralya’nın çok kültürlü kimliğinin, göçmen topluluklarının ve genç kuşakların siyaseti dönüştürme gücünün açık bir göstergesi.
Fenerbahçe gibi karmaşık, milyonlarca taraftarı olan bir takımı yönetmek, böyle bir camiayı tatmin etmek elbette kolay değil. Ali Koç başkanlık seçimini kaybetti. Sahada da takım iki puanı kaptırdı. Hangisinden başlasak? Fenerbahçe’in 6 maçının 3’ünü berabere bitirerek 6 puan kaybetmesinden mi? Onca çabaya rağmen 7 yılda bir futbol şampiyonluğu kupası kazanamayan Ali Koç’un dramından mı? Serbestiyet sitesinin sabah toplantılarında, Galatasaraylı Tuncer Köseoğlu’nun övünerek güne başlama hareketleri devam ediyor.
Suriye Cumhurbaşkanı Şara’nın bir grup uzmanla görüşmesinde, “SDG, Aralık ayına kadar Suriye’ye entegrasyon konusunda ayak sürümeye devam ederse, bölgede Türkiye’nin askerî operasyonu gündeme gelebilir” dediği iddia edilmişti. Görüşmede bulunan Uluslararası Kriz Grubu kıdemli uzmanı Dareen Khalifa’ya Şara’nın böyle bir cümle kurup kurmadığını sordum: “Kesinlikle yıl bitmeden bir anlaşmaya varılamazsa Türkiye askeri operasyon yapacak demedi. Ama şunu ima etti: Türkiye’nin askeri harekatı tamamen olasılık dışı değil. Ama genel havası oldukça pozitifti.”