Türkiye örgütün silah bırakması ve kendini feshetmesiyle ilgili uygun koşullar yakalarken, Öcalan da muhtemelen Kürt hareketinin ve siyasi varoluşunun mevcudiyetini siyaset yoluyla koruyabileceğini görmüş ve bir dönüşümün işaretini vermiştir. Öcalan’ın açıklamasını bir önceki dönemin veri ve dengelerinden Kürt talepleri ve beklentilerinden hareketle değil, bunlara oranla değerlendirilmek daha yerinde olur.
Almanya seçimlerinin en büyük sürprizi AfD’nin %20’lere çıkması değil, ikiye bölünmesine rağmen oyunu iki kat arttıran, Berlin sandıklarından birinci çıkan Sol Parti’nin %9 oy almasıydı. Alman solu 36 yaşındaki dövmeli bir Ortadoğu uzmanı genç kadının liderliğindeki bir TikTok kampanyasıyla adeta küllerinden yeniden doğdu, Batı Almanya’da oyunu arttırdı, gençlerin, kadınların, göçmenlerin desteğini aldı. Alman siyasetinin yeni bir yıldızı var artık: Heidi Reichnnek. Reichnnek’in ilham kaynağı ise Arap Baharı.
Sözlük anlamı itibariyle “Ramazan”ın güneşin sıcaklığıyla taşın kızması anlamına gelmesi önemlidir. Güneşin kavurucu sıcaklığıyla taşı kızdırıp yakması gibi, Ramazan da günahları ve bencil tutkuları öylesine yakmalı. Ramazan kelimesinin iki anlamı daha var: Biri keskin kılıç, diğeri güz yağmuru. Bu her iki anlamın da insanın yapıp ettikleriyle yakın ilişkisi var. Ramazan orucu keskin bir kılıç gibi günahları kesip yok eder veya güz yağmuru gibi silip süpürür. Her üç anlam çerçevesinde sanki insan, bedeni üzerinden kendi ruhsal durumuna dış bir müdahalede bulunur.
Tam 13 yıl geçmiş “PKK’da olmayan şey: Şehâmet” başlıklı yazımın üzerinden… O yazının ilk cümlesi de şöyleymiş: “Bir isyanı başlatmak için ‘celâdet’ yeter, fakat onu tarihsel olarak doğru bir noktada durdurmak için ‘şehâmet’ sahibi olmak gerekir, PKK’da olmayan da bu galiba…” (Celâdet: bahâdırlık, kahramanlık, yiğitlik... Şehâmet: zekâ ve akıllılıkla berâber olan cesâret, yiğitlik –Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat.) Öcalan aslında doğruluğuna yıllardır inandığı şeyi nihayet uygulamaya koyma fırsatını yakaladı ve çapaksız bir adım attı. Şimdi devletin şehâmetini ölçme vakti.
Öcalan’ın çağrısı son derece mühim; çünkü Türkiye’de son 40 yıldır toplumsal ve siyasal hayat silahlar üzerinden şekillendi. Politik taahhütlere, ittifaklara ve karşıtlıklara silahlar yön verdi. Hülasa silahların gölgesi her yere sindi. Öcalan’ın çağrısı bu gölgenin kalkması için önemli bir fırsat yaratıyor.