GÜNÜN YAZILARI

Sufi, Fakih ve Alevi’nin öyküsü

Anlamamız gereken gerçek basit aslında: Ulusal, etnik, dini ve mezhepsel kimliklerimiz üzerinden birbirimizle kavga ettiğimiz sürece bütün bir yaşadığımız coğrafyayı, Batılı demokratik devletlerin de Doğulu despotik devletlerin de aynı vahşetle saldırdığı bir kurtlar sofrası halinde tutarız. Birbirimizi çok ezdik, birlikte çok ezildik, yıprandık ve yorulduk. Ve birbirimize karşı kazanacağımız bir şey de yok günün sonunda. Mevlana’nın Mesnevi’sinde ibret verici bir hikâye vardır.

2025’e neler kaldı?

Türkiye’de 2024’de yılın olayı; tabii ki dünyadan 75 yılda bir geçen bir kuyrukluyıldız gibi olan Bahçeli’nin Öcalan çağrısı. Üstelik birkaç saniyelik bir seyirlik olarak da kalmadı. Yılın son günlerinde ivmesini artırdı ve kendini birinci gündem olarak 2025’e attı. Ama iki nedenle hak ettiği ilgiyi görmüyor.

Dengeli ve olumlu

Öcalan’ın “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” ifadesi, sürece güçlü bir biçimde müdahil olma iradesini yansıtıyor. Yeni paradigmanın ne olduğu açık değil; ancak son üç aydaki gelişmeler ve beyanlar ekseninde bir değerlendirme yapıldığında bu paradigmanın üç hata dayandığı düşünülebilir:

Bir Müslüman yılbaşını kutlar mı?

1 Ocak’ta yeni yıl kutlamanın bir Müslüman geleneği olmadığı açık. Peki hal böyle iken bir Müslüman neden yeni yıl kutlar? Bu yeni yıl kutlamalarına karşı çıkmak için başlı başına bir gerekçe değil mi? Bu soruların cevabı basit: Neden tıp bayramı, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunu ya da 1 Mayıs işçi bayramını kutluyorsa ondan. Yeni yıl kutlamaları çoğu insan için küresel insan deneyiminin bir parçası olarak kutlanılır.
- Advertisement -

Lezzetli heykeller diyarında

Heykel bana kalırsa plastik sanatların en karmaşığı, hatta galiba dokunma duyusuna hitap eden tek sanat. Bir heykelin, önü arkası altı ve üstü var, sinema bile bu derinliği sağlamakta eksik kalır. İşlevsel kudreti de tartışılmaz. Galiba kent meydanlarında benimsenen heykeller insanların neye dokunmak istediğini, neye aç olduğunu da az çok anlatıyor. Popüler figürler ve kayısı, mısır, bazlama, sucuk… Büyük İskender, bizim için nefis bir kebap. Belki bir gün heykeli de dikilir!

En Son Çıkanlar