Yazarlar

Aşklar, nefretler ve fotoğraf hakları

Fotoğraf aşkın da, nefretin de sureti. Onları tahrif eden, kendince konuşturanlar ayrı âlem. Fotoğraflara, dile koyduğu bariyerler algısına, ufkuna, dünyasına da duvar örüyor. Daralıyor “alan”ı. İfadesindeki, kelimelerindeki “damar darlığı” kalbin de, aklın da, muhakemenin de düşmanı. “Muhabbet”in de… Sevdiği, “doğru”, “güzel” bulduğu fotoğraf “arşivi” de daracık. Rafından aldığı hep bildik, kalıp kareler, semboller dalgalanıyor “mesaj”larında.

Kitapçıdan terörist olur mu?

İsrail polisi, geçen hafta Kudüs’ün en popüler kitapçılarından birini bastı, Filistin hakkındaki İngilizce kitaplara el koydu, “kamu düzenini bozmak” suçlamasıyla Filistinli iki kitapçıyı gözaltına aldı. 41 senedir Filistin’i anlatan İngilizce kitapları satan, yabancı diplomatların, orta sınıf Filistinlilerin ve sol liberal Yahudilerin buluşma noktası olan Educational Bookshop’u işleten Muda ailesinden iki kişi önce tutuklandı, sonra ev hapsine mahkum edildi. Mahmud ve Ahmet Muda’nın tek suçu “Nehirden Denize” başlıklı bir çocuk boyama kitabı satmak. Butik bir kitapçının “terörist” ilan edilmesi sistematik bir kültürel soykırımın sadece küçük bir parçası.

Serdar Bozkurt ve oyun algısı

Serdar Bozkurt 'un futbolunu izlemek, yalnızca bir maç izlemek değil, bir düşünce sisteminin sahaya yansımasını gözlemlemektir. Futbolu bir ezber olarak değil, bir arayış olarak görenler için, onun oyunu ilgi çekici ve ilham vericidir.

14 Şubat üstüne: Gerçek Aşk bu olmayabilir mi?

14 Şubat Sevgililer Günü, aşkı kutlamak için bir bahane olabilir ama aşkın doğasını anlama noktasında çok yüzeysel ve hatta yanıltıcı bir portre sunar. Bir felsefeci olarak beni rahatsız eden en önemli boyutu bu. Popüler kültürün romantik ve erotik aşka yaptığı aşırı vurgu, gerçek sevginin derinliğini ve çeşitliliğini gölgede bırakıyor. Oysa aşk sadece ani tutkular, büyük jestler ya da pazarlanan hediyelerle tanımlanamaz. Gerçek sevgi, zaman içinde gelişen, fedakârlık, bağlılık ve sorumluluk gerektiren bir süreçtir.
- Advertisement -

Bir bid’at olarak kandiller ve kutsal geceler üzerine

Türkiye’de kutlanan kandil gecelerinin müslüman olan kavimlerin İslam’a soktukları kutsallıklardır. Kandiller de bu meyanda kutsala büründürülmüştür. Kandil geceleri ne Hz. Peygamber hayatta iken ne ilk nesil sahabe ve tabiin tarafından kutlanmıştır. Hz. Peygamber (s.a.) bırakın kandil geceleri kutlamayı, bid’atları yasakladağı gibi cuma günü ve gecesi özel bir ibadet yapılmasının da yasaklamıştır. Kandil geceleri Osmanlılarda II. Selim (1566-1574) zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılmak suretiyle duyurulup kutlandığı için bu gecelere “Kandil Geceleri” denmiştir.

En Son Çıkanlar