Mahalleden olmak her yanlışa, her haksızlığa katlanmak, her şeyi sineye çekmek, ağzı var dili yok her şeye göz yummak demek. Bugün de öyle değil mi? Mahallenin çocuğu olarak ne kadar uysal olursanız olun aktif bir propagandist olarak ön saflarda yer almadıkça yine de harekete bağlılığınızı ispat etmiş olamazsınız. Mesleki formasyonunuz ne kadar iyi olursa olsun, siz her zaman bu mahallenin çocuğusunuz, evin danasısınız. Kutuplaşmanın rant getirdiği bir ülkede siz hep bu mahallede kalacaksınız ve size biçilmiş statünüze rıza göstereceksiniz. Şimdi bu şart ve kuralların geçerli olduğu bir mahallede nasıl özgür eleştiri yapacaksınız? Yürek ister, ciğer ister, başka şey ister.
İsrail, bu hafta 1978’den beri Lübnan’da bulunan BM barış gücü askerlerini tank mermisiyle vurdu, iki asker yaralandı. BM askerleri İsrail’in işgalini yavaşlatıyor. Bu nedenle İsrail, başta İrlandalılar olmak üzere BM askerlerinin korumakla yükümlü oldukları köyleri terk etmesini istiyor. Fakat Lübnan’ın güneyinde, İsrail’in tam karşısındaki duran 300 askere sahip İrlanda tehditlere boyun eğmeyerek mevzileri terk etmeyeceğini açıkladı. 300 İrlandalı, kapılarına dayanan İsrail tanklarına rağmen İrlanda aksanıyla İngilizce konuşmayı öğrettikleri köyleri terk etmiyor, Netanyahu’nun Lübnan’ı Gazzeleştirmesini engellemeye çalışıyor.
2013’de İran Kürtleri Esad karşıtı koalisyondan çıkarmak için Rojava kartını açtı. Türkiye, bunu gördü ve beş ay sonra Çözüm Süreci’ni başlattı ama geç kalmıştı. PKK için artık herşey Türkiye’deki barış değil, Suriye’deki Rojava’ydı. Bugün bölgede yine bir altüst dönemi yaşanıyor, İran zorda. Yani Kürt meselesini bir hal yoluna koymak istiyorsanız engel olacak aktörler yok. Öyle anlaşılıyor ki, bu ülkeyi yönetenler de bunun farkında ve 2012’de olduğu gibi bu kez geç kalmak istemiyorlar. Bölgesel dengelerin değişimini erken yakalama ihtiyacı ile ilk açıklamayı sayın Bahçeli yaptı, bu özenle düşünülmüş bir adımdı.Olağanüstü bir durum yaşanmasa yakın bir zamanda şimdiye kadar görünmeyen trafiğin görünür olacağa hep beraber şahit olacağız.
“Terörün sıfırlanmış olduğu” saptaması, eğer gerçekten kabul edilirse, bir dizi siyasette değişiklik ihtimali de beraberinde gelecektir. Kürt meselesinden AB ile ilişkilere, Kopenhag Kriterleri’ne kadar uzanan bir yeni yaklaşım kaçınılmaz hale gelecektir. Şiddet engeli kalkınca Türkiye’nin Batı standartlarında bir rejime kavuşmasını zorlaştıran önemli bir engelin aşılması gündeme gelebilir.
Her yıl Kimya, Edebiyat, Fizik, Barış, Fizyoloji ve Tıp kategorilerinde verilen Nobel ödüllerinin bu yıl Fizik alanındaki sahibi yapay zeka oldu. Dinamitin mucidi Alfred Nobel dahi yapay zekanın 2022 yılının Kasım ayında yaptığı türden bir patlamayı hayal edememiştir herhalde.