Özel, doğrusunu yapıyor: Türkiye’nin önceliği, normalleşme ve merkez siyasetin yeniden inşasıdır

Ak Parti, daha da doğrusu Erdoğan ve CHP Türkiye’nin ana akımlarıdır. Bunlardan birisinin “tasfiye edilmesi gereken düşman” olarak tanımlandığı bir merkez siyaset söz konusu olamaz. İktidarın en yakın adayı olarak CHP’nin, Erdoğan’ı siyasal rakip yanında, merkezin inşasında partneri olarak da görmekten kaçınmayan bir esneklik taşıması gerekir. CHP ılımlı politikalarla Erdoğan’a ek bir meşruiyet sağlamaz ama ondan soğuyanlarla bağ kurma şansı kazanır. Anayasa diyalogu neden otoriterliğin tuzağına düşmek olsun? Herkesin önüne gelen metni anlayacak temyiz kudreti var.

Irkçılığın en kaba biçimi

Karabük’te olanlar cinsellik üzerinden ifade bulan bir ırkçılıktır. Konuyla ilgili paylaşımlar sadece siyah kadın öğrencilerin hastalık yaydığını anlatmıyor, siyah erkeklerin de yerli kadınlara hastalık bulaştırdığını söylüyor. İşte bu en katlanılmaz olan! Karabük’te tanık olduğumuz ırkçılık, ırkçılığın en kaba biçimidir.

İran, Ortadoğu’da tersten oyun kurucu oluyor

İran Körfez ülkeleri ile ilişkilerini düzeltiyor. 1980’li yıllardaki “rejim ihracına” çalışmanın ve gene 1980’lerde Irak’la harbin yanlışlığından dersler çıkarmışlar. Çin, İran ve Rusya, Mart ayı başında Umman Körfezi'nde son beş yılda türünün dördüncüsü olan küçük bir ortak deniz tatbikatı başlattı. Kısacası İran’ın bölgede profili yükseldi. İran stratejiktir: adım adım hareket eder. Batılılar gibi aceleci değil. Başını doğrudan belaya sokmadan “vekilleri” yoluyla kaos yaratıyor. ABD, Batı Şeria’daki bir İsrail taburuna yaptırım koyuyor. Onlara ABD menşeli silah verilmeyecekmiş. Sanki sadece o tabur uluslararası kuralları ihlal ediyor. ABD’nin bu açıklaması Adalet Divanı tarafından herhalde bir ölçüde dikkate alınır.

RÖPORTAJ | AP Türkiye Raportörü Amor: “AB’nin sorunu Türkiye’yle değil Erdoğan’la. Erdoğan kararını vermeli. Ya Putin’in Rusyası ya demokrasi olacak”

31 Mart yerel seçim sonuçları için “Ölüm döşeğindeki katılım süreci nefes almaya başladı” diyen Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, “Erdoğan kararını vermeli. Ya Putin’in Rusyası ya demokrasi olacak. Bizim sorunumuz Türkiye’yle değil Erdoğan’la” dedi. Amor, Soylu ile aralarında geçen diyaloğu da anlattı: “Ben, içişleri bakanlığı döneminde Süleyman Soylu’ya defalarca söyledim. Ülkenin yarısı terörist olamaz.”

Ne Dedi, Niye Dedi? | Etyen Mahçupyan: Erdoğan, CHP’yi anayasa tartışmasına çekmeye çalıştı. Bahçeli, ‘ben bunun dışındayım, kendi yolumda yürüyorum’ dedi

Etyen Mahçupyan: “Bence bu Erdoğan’a bir mesaj değil. Çünkü bu tür mesajlar öyle ulu orta söylenemez. Örneğin kayyum meselesinde Bahçeli’nin açıklamalarından hemen sonra Adalet Bakanı çıkıp “Gerekirse kayyum atabiliriz” demek durumunda kalıyor. Çünkü bir yörünge saptanacak. Erdoğan AK Parti’yi yok etti. Devlet Bahçeli’ye bağımlılığı da giderek artıyor. Anayasa tartışmalarında CHP’yi de işin içine çekmeye çalışan bir Erdoğan var. Ama Bahçeli örneğin Meclis’teki resepsiyona katılmıyor ve ‘Ben bunun dışındayım, kendi yolumda yürüyorum’ diyor. Bahçeli diyor ki, “Eğer size hain dememi istemiyorsanız benim bu yolumdan sizin de gelmeniz lazım.”

Özel, doğrusunu yapıyor: Türkiye’nin önceliği, normalleşme ve merkez siyasetin yeniden inşasıdır

Ak Parti, daha da doğrusu Erdoğan ve CHP Türkiye’nin ana akımlarıdır. Bunlardan birisinin “tasfiye edilmesi gereken düşman” olarak tanımlandığı bir merkez siyaset söz konusu olamaz. İktidarın en yakın adayı olarak CHP’nin, Erdoğan’ı siyasal rakip yanında, merkezin inşasında partneri olarak da görmekten kaçınmayan bir esneklik taşıması gerekir. CHP ılımlı politikalarla Erdoğan’a ek bir meşruiyet sağlamaz ama ondan soğuyanlarla bağ kurma şansı kazanır. Anayasa diyalogu neden otoriterliğin tuzağına düşmek olsun? Herkesin önüne gelen metni anlayacak temyiz kudreti var.

Fahrünnisa Zeid’in Teşvikiye tablosu, Londra’daki açık artırmada sahibini buldu: Araba fiyatına

Dünyaca ünlü müzayedeci ve emlak şirketi Sotheby’s’in görücüye çıkardığı Ortadoğu’dan sanat eserleri ve İslami zanaatleri arasında, Fahrünnisa Zeid’in Teşvikiye caddesini kendi dairesinden izleten isimsiz eseri, 120 bin 680 Sterline alıcı buldu. Az bilinen bu tabloyu Serbestiyet’e anlatan, sanat tarihçisi Dr. Adila Leida-Haniye, bu resme hocası Zeid’in sanatçı olarak dünya sahnesine ilk adım attığı 1945 yılını içinde taşıyan bir zaman kapsülü olarak bakıyor. Peki aynı manzara zaman içinde bakanlara nasıl poz verdi?

GÜNÜN ON MANŞETİ

ÇEVİRİLER

SANAL HAFIZA SERGİSİ

SON YAZILAR