GÜNÜN YAZILARI

Devlet Bahçeli ve Güney Afrika, İrlanda deneyleri

Roelf Meyer, geçmişte Güney Afrika’daki Milliyetçi Parti’nin önde gelen isimlerinden birisi. Gençliğinde de milliyetçi eylemleri yöneten aktif bir militan. İktidardaki rejimi temsilen, daha doğrusu dönemin devlet başkanının özel temsilcisi olarak barış müzakerelerine katılıyor. Onun böyle bir işin başına geçmesi, çevrede epeyce tereddüt yaratıyor. Görüşmeler gizli yapılıyor. Bu arada toplumun tepkisine yol açabilecek bazı radikal kararlar da alınıyor. Örneğin Mandela’nın 27 yıl hapis tutulduğu Rodben Adası’ndan müzakereleri yürütmek üzere şehre getirilmesi tamamen gizli gerçekleşiyor. “Eğer bir anlaşılsaydı her şey mahvolabilirdi” diye anlatıyor Roelf.

Domuzun günahı ne?

Özetle domuzun günahı necisliğidir. Ve her ne kadar necislik dini bir çerçevede anlamını kazanmış görünse de domuzun statüsünü belirleyen şey dini aşan antropolojik bir şeydir. Bu, manevi (kültürel ve kimliksel) ve maddi (bedensel) bir statüdür. Domuz hem haram hem necistir.

Zaman ve zemin

Söylem düzeyindeki keskin yumuşamanın ve el uzatmaların, belli bir amaca odaklanan ve başı-sonu tutarlı biçimde tasarlanan bir yapıya evirilip evirilmeyeceğini ileriki günler bize gösterecek. Mamafih iktidarın, Kürt meselesinde yeni bir sayfa açma noktasında niyet beyanında bulunduğu da bir vakıa.

Birleşmiş Milletler iflah ve ıslah olur mu?

Dünya kamuoyu Gazze, Lübnan ve Ukrayna savaşları karşısında uluslararası toplumun hareketsizliğine haklı bir tepki gösteriyor. Ancak burada suçlu BM değil, onun üyesi olan devletler. BM dünya jandarması olacak bir konumda değil. Kore Savaşında olduğu gibi her savaşa BM müdahil olup kendine göre bir düzen kurmaya kalkacak güçte olsaydı bu gücün ne şekilde kullanılacağı sorusu da bence sorulmaya değer. Böyle bir durumda işler daha mı iyi olurdu, daha mı kötü olurdu bilmek pek mümkün değil.
- Advertisement -

Erkekler adam olsun!

İki kelimenin Kur’ân’daki kullanım biçimlerinin izini takip edersek, her adam erkektir, ama her erkek adam olmayabilir. Diğer bir ifadeyle, erkek olarak doğmak adam olmanın yeter şartı değildir. Erkek doğulur, ama adam olunur! Neticede kendini âlemin kralı zanneden, ama kritik anlardaki refleksleri bir çocuğunkinden farksız, lâkin ‘adam görünmek’ adına anlamsız sertliklere, hatta hayatları heder edecek düzeyde şiddete başvuran, hakikat-ı halde son derece kırılgan kişilikler çıkıyor karşımıza. Erkek olunca tanım gereği adam olduğunu düşünen, ama aslında hiçbir şekilde adam olamamış, son tahlilde kadınlar için, aile için ve toplum için baş belası haline gelen erkekler...

En Son Çıkanlar