Vanspor galibiyeti aldı, ancak maçın asıl kazananı, taraftarların iki takımı aynı duyguda buluşturma çabasıydı. Penaltılarla biten bu düello, futbolun sadece skor olmadığını, aynı zamanda bir duygu ve taktik sınavı olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Rusya Ukrayna’ya Şubat 2022’de saldırdığında Avrupalıların ilk tepkisi Putin’in yayılma emellerini kursağında tutmak, Ukrayna’yı fethetmesi engellenmediği takdirde Hitler gibi bütün Avrupa’yı ele geçirmeye çalışacağı yolundaydı. Avrupalıların ilk refleksi Eylül 1938’de toplanan konferansta Almanca konuşan eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kökenli nüfusun çoğunlukta olduğu Südet bölgesinin Nazi Almanya’sına terk edilmesine Birleşik Krallık ile Fransa’nın razı olmasıyla Çekoslovakya’nın parçalanmasına kapının açıldığını hatırlamaktı.
Avrupa’lılar Putin’in istediği şekilde Ukrayna’nın Rusça konuşulan bölgelerinin ilhakına göz yummanın Hitler’in Südetleri ele geçirmeye göz yummakla eş anlamlı olacağını ve Putin’in orada durmayacağını düşünüyorlar.
Doğrudur geçmişte kupa ve başarılarınız var. Ama biz bugünü sorguluyoruz.Sizi daha da kibirli biz yaptık. Karşınızdakileri küçümsemek sizi büyütmez. Küçültür. Bakınız Ferguson’a. Onun da geçmişinde kupalar var.Fener Beko’nun antrenörüne bakın. Ne kadar mütevazi. Bu onu büyültüyor. İyi antrenörlüğün yanına iyi insanlığı koymak çok mu zordu.
Bu soruya cevap ararken aklıma hep Yassıada (yeni adıyla “Demokrasi ve Özgürlükler Adası”) geliyor. Bu sorunun karşılığını mekanda bulduğunu düşündüğüm için. Yassıada’yı bir hafıza mekanı olarak koruyabilmiş olsaydık, inanıyorum ki bugün çok farklı bir yerde olacaktık. Burada çok değerli bir deneyim fırsatı kaybedildi. Gerçekleşen şey bir “rant projesi” falan değil, bir iyileşme fırsatının nasıl heba edileceğinin bir örneği. Burası darbelerle yüzleşmek, Türkiye siyasal tarihindeki yaşanan şiddet olaylarını, travmaları anlamaya çalışmak için eşsiz fırsattı.
Süreci yakından takip edenler biliyorlar ki aslında konu meallerdeki hatalar ya da aşırı yorumlar değil. Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Diyanet İşleri Başkanı olmasının ardından pek çok tarikat yapılanması harekete geçti, ellerindeki siyaset ve medya gücünü de kullanarak Görmez’in görevini bırakmasına yol açtılar. Bu süreçte “yenilikçi, sapkın, modernist, gelenek karşıtı” olarak gördükleri bir çok ilahiyatçı akademisyen hakkında sistematik yıpratma ve karalama kampanyaları düzenlediler. Mealler üzerinden daraltılan inanç özgürlüklerinin diğer alanlara da sıçraması bu yasayla mümkün hale getirildi.