GÜNÜN YAZILARI

Adalet Bakanlığı ile AYM arasında “arabulucu” mu gerekli?

16 Haziran 2023 tarihli Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesi’nin Şükran Dağ Cabir başvurusu (Başvuru Numarası: 2019/19839) kararı yayınlandı. AYM kararı için geç olsun da güç olmasın demek isterdim ama hem geç oldu hem de çok sayıda mağduriyete neden olduğu için güç oldu. Yine de hukuka adım adım yaklaşıldığını görmek umut oldu.

Büyükada’nın Taş Mektep’i artık bizimle…

Taş Mektep, 19. yüzyılın ikinci yarısında, Rum Ortodoks Patriği Sofronios tarafından yazlık konut olarak inşa ettirilmiş. 1922'de İstanbul Belediyesi tarafından satın alınan bina, önce Köprülü Mehmed Paşa Numune Mektebi olarak kullanılmış. 1924-25 yıllarının ardından Büyükada İlkokulu’na dönüşmüş.

Âdeta haber, âdeta hayat

Siyaset dilinin bugünkü incisi “âdeta”. “Sanki, neredeyse, hemen hemen, az kalsın”a esneyen anlamıyla muğlaklığı bir yana… Kurnazlığa da müsait. “Haber dili”nde bile artık can simidi. Bir şeyi tam ifade edemez, ölçemez, ne olduğuna karar veremezsen oraya bir “âdeta” oturt. Cümlenin, lafının gittiği yerden çekinirsen, muallakta bırakmak istersen de harika. İtiraz gelirse cevap hazır: “Ben öyle(dir) demedim ki, âdeta dedim…”

Bu Abdüllatif Şener portresini 15 yıl önce yazmıştım, şimdi kendime ‘bravo’ diyorum

Abdüllatif Şener, kurucusu olduğu AK Parti’den 2007 yılında ayrıldı. Cumhuriyet mitingleri ve AK Parti’yi kapatma davasının Türkiye gündemini esir aldığı günlerde meydana gelen bu gelişme toplumsal ve siyasi muhalefete ilaç gibi geldi; Abdüllatif Şener, “AK Parti’nin gerçek yüzünü teşhir eden” siyasi figür olarak kahramanlaştırıldı. Ben aynı fikirde değildim. 2008 Mart’ında, birkaç cümlesinden ve sezgilerimden yola çıkarak olumsuz bir Abdüllatif Şener portresi çizdim, portre Aktüel dergisinde yayımlandı. Malûm gelişmeler üzerine hatırlatmaya karar verdim.
- Advertisement -

Orta Doğu’da dengeler: Çin faktörü

Çin muhakkak ki dünyanın başka bölgelerine açıldığı gibi Orta Doğu’ya açılmaktadır. Dünyanın ikinci -bazı hesaplara göre de en büyük- ekonomik gücü ve en azından şimdilik çok büyük bir sermaye fazlası üreten bu ülkenin bu gücünü kullanmaması, enerji bağımlılığının bu kadar yüksek olduğu bölgeye sırt çevirmesi pek beklenemezdi. Kaşıkçı cinayetinden ve Biden iktidara geldikten sonra ABD ile ilişkileri limonileşen Suudi Arabistan ve demokrasi söyleminden pek hoşnut olmayan diğer Körfez ülkelerinin ABD’ne nispet olarak Çin’e dönmeleri de pek anormal sayılmaz. Ancak bölge sorunlarına yabancı, askeri mevcudiyeti sınırlı Çin’in en azından gözle görülebilir bir zaman diliminde bölgede etkin bir aktöre dönüşmesini ve özellikle ABD’nin konumunu tehlikeye düşürecek bir güce sahip olacağını düşünmek pek doğru olmaz.

En Son Çıkanlar